Siyah - Beyaz artık masum değildi. Bilinmezlikler; gerçekten de alışabileceğiniz sonlar bulunmuyordu. Ölüm, zafer sevgilerinde yok eden ateşin, mayın tarlası gibiydim. Zıtlıkların içinde kendimi kapana kısılmış gibi hissediyordum. Uzay boşluğuna dalınmışçasına meteor gibi boş mezara fırlatıldım. Vahşi bir hayvanın avını yakalarken sarfettiği performansla ciğerleri ateş bombası hızına getirmiş bir kalbin, tek lokmada yiyeceği avın, son nefes lokma kısmındaydım. Acımasız sevgide, ölüm kalım meselesi kaçınılma

Afganistan Savaşları Afganistan - İngiltere (1839-1919) Afganistan - Sovyetler Birliği (1979-1989) Afganistan - ABD (2001-2021) Bu kitapta İngiliz, Rus ve Amerikan işgallerini, üç uzun süreli savaşı inceledim. Alınacak derslere yer verdim. Üç işgalciden en başarılısı bana göre İngilizlerdir. Gerekçelerini kitabımda sunuyorum. Afganistan, İmparatorlukların mezarı değildir. İngiliz, Rus ve Amerikan imparatorlukları yaşıyor. Ekonomilerini de ilk 10'da sayabiliriz. Afganistan'da kâr/zarar hesabı yapm

Bürokrasiyle mücadele ciddi gayret ister. Onun dikenli telleri çizer, kanatır. Yüreğinizi çizdirmezseniz kazanırsınız. Eğer pes ederseniz rahat edersiniz. Ama başarı yoktur. Başarıyı veya rahatı tercih etmelisiniz. Enstitü Kanunu'nun çıkarılmasında mücadele ederken YÖK tarafında olup kanuna karşı çıkanlar rahatı seçtiler. Şimdi bazıları büyük mücadele ile kurulan kuruluşlarda görev aldılar. Rahatlar. Bizler zoru tercih ettik. Mücadele ettik.

Gul Ozseven is a prolific poet who tries to describe different aspects of our lives in her poems. In this collection, you will find her new stories, in poetic form, about love and life, for all new and old fans of poetry.

Konya-Beyşehir-Tolca Köyünde 06.09.1948 tarihinde doğdu. İlköğrenimi doğum yeri olan Tolca Köyü İlkokulda okudu. 05.05.1961 tarihinde ilkokulundan mezun oldu. Bir yıl öğretimine ara verdi. Babasının yanında çiftçilik, çobanlık yaptı. 01.07.1965 tarihinde Isparta-Şarkîkaraağaç Ortaokulu'ndan mezun oldu. 01.08.1968 tarihinde Isparta-Yalvaç Atatürk Lisesi'nden mezun oldu. 22.10.1969 tarihinde Konya Kız İlköğretmen Okulu'ndan mezun oldu. 31.07.1987 tarihinde A.Ü.A.Ö. Fakültesi Önlisans bölümünden mezun oldu.

Maslow'un İhtiyaçlar Hiyerarşisinin ilk basamağında yer alan gıda, insanoğlu var olduğundan beri önemini koruduğu gibi, nüfusun artması ve çevresel etkilerle erişimi giderek zorlaştığından, bundan sonra da önemini giderek artırarak korumaya devam edecektir. Türkiye gıda güvenliğini sağlamadan içinde bulunduğu coğrafyanın zorlu şartlarında büyük ülke olma iddiasında bulunamaz. Gıda güvenliğinin sigortası, güçlü ve akıllı bir Tarım Politikasının devlet politikası haline getirilmesidir. Tarımın sorunları, eski

Geri dönüşü yoksa bile bir amacı olmalı bu yolların. Ölüm çukurlarından, kızgın lavlardan sıyrıldım. Nerede benim bitiş çizgim, var mı bekleyenim yolun sonunda Yoksa yine mi benim, yalnızca kendim? Merhametini esirgeme, gülme yüzüme Tanrım. Yalanlarla silinmiş benim hep gözyaşlarım, Şimdi artık neye ağlasam boşa. Yalnızca benim, sadece kendim.

Adama Bak Ya Allah'ın lütfu Ne kadar uzun Ömür vermiş Onun ise Ne şükrü var Ne duası Ne de edası. Sen ne onun gibi Ne de ona benzeyenlerden Olma sakın Ayhan

Sen hep aynısın Ben ise Bıraktığın gibi Öyleyim işte Unutmayacağım senin Hayır deyişini Seni her isteyişimde. Ben hep aynıyım Sen de Hiç değişmemişsin Bak yine Karşı çıkıyorsun İsteklerime.

Bazen öfkedir duygular, Bazen sevgi, Hasret yakarken, Sitemdir tepki. Vefa ısıtırken, Serinletir ağlamak. Satırlarda çığlık, Kelimelerde gülmektir, Şiir... Para... Tokgözlünün elinde sevginin, iyiliğin ve cömertliğin simgesiyken, Açgözlünün elinde; sevgisizliğin, kinin, hasisliğin, kıskançlığın ve kötülüğün sembolü olmuştu. *** Nezaket nazik insana, kabalıksa kaba insana yakışır, Lakin ikisi de birbirinden rol kapmaya çalışır. *** Acaba... Görebilecek miyiz, Bir sonraki mevsimi bilinmez.

Vazgeçmeyi asla denemedim. Vazgeçilmekten de korkarım, deliler gibi. Ölmek nasılsa; vazgeçilmek de öyle! Ne vazgeçin, ne de vazgeçilin. Gül verin, Gül alın...

Olağanüstü birisiydi, mükemmel işler başardı, kalbimin bütün kırıklarını onardı, benden bir şaheser yarattı.

Görev sözcüğünün içeriği sınırsızdır; hem teori, hem uygulama hem de başka yapılar anlamında olmak üzere. Bazen isteyerek bir görev yerine getirilirken bazen zorla ya da tehditle yapılması da söz konusu olabilir. Bu 2 (iki) farklık en az bir canlı için yaşamsal olabileceği gibi, çok sayıda canlıya ya da doğaya ya da başka bir şeye olumsuzluk anlamında etki edebilir. Bu durumda bir yerlerde karşı görev mutlaka oluşur. Bu durum doğanın kanunudur. Olumsuzluk ve olumluluk mutlaka bir yerde karşılaşırlar. Bir de

Hayat bir şiir gibidir kimi zaman bir aşk sarmalından keder doğurtur kimi zaman ise kederin cenderesinden mutluluk fışkırtır. Nice şairler aşkın tarifini anatomisini anlattığı için birbiriyle yarışırlar ama yine de aşka anlatacak kelimeler bulamazlar. Aşkı yaşayanlar şair de olsa, gezgin de olsa hislerin ve duyguların ortak adı aşkta olsa yaşanılanlar her daim birbirinden farklıdır. Farklı yaşayanlara, aşka aşkla bakanlara, benim hislerimde kaybolanlara gerçek aşkın tarifini naçizane sunarım... Sevgileriml

Düşünebilen canlılar için düşünce belirleyicidir. Eğer uygulama anlamında devamı gelirse. Aksi takdirde sadece beyinde ilgili bölgede kimyasal, fiziksel ve elektriksel bir olgu olarak kalacaktır. Düşünen kişi, düşüncesini oluşturan her şeyi taşımaktadır. Özellikle bilimsel değerler çok önemlidir. Düşüncenin uygulama aşamasına ulaşıp kendisine yer edinmesi, içinde yaşanılan toplumun çok sayıdaki özelliği ile bir değer ve anlam kazanır. Geçmişte bazı bilim insanlarının yapmış oldukları bilimsel açıklamalardan

Hayatın ne olduğunu anlayamadan içine giriveriyoruz; üzerimize oldukça ağır yükleri de alarak. Fiziksel anlamda alınan yükler öyle böyle taşınır gider de ruhumuzun yüklerini nasıl hafifletir, nasıl dayanılabilir hâle getirebiliriz? Bunun için öncelikle güçlü bir ruhsal yapıya sahip olmak gerekir. Doğumundan itibaren sevgiyle, eş koşullar altında, birlik ve bütünlük içinde bir yaşam öğretilerek büyümüş olan insanlar bir şekilde ruhlarını dinginleştirecek yolları bulup sakinliği yakalayarak huzura erebili

Bilim; var olan ve olmayan değerleri konum, zaman, canlı, cansız madde, somut, soyut vb. çok sayıda değişken bazında açıklar. Genel bakış açısı ile bilimin anlamı farklı uygarlıklar için farklı değerleri kapsayabilir. Hatta bu şekilde söz edilen bilimler arasında ters düşme de söz konusu olabilir. Nasıl ki, günümüz dünyasında bilimin alt kolları varsa, aynı yaklaşımla bütün uygarlıkların bütün bilimleri de genel bilimin alt kollarıdır. Düşünce, mantık, doğru karar verme, çözüm üretme vb. değerler tüm uygarl

Adım: Şaziye Soyadım: Kocabıyık Yaşım: 8 buçuk fakat bazen 9 diyorum! Saç rengim: Koyu kahverengi Göz rengim: Koyu kahverengi Saç tipim: Kıvırcık Ayakkabı No: 31 ama 32 de giyebiliyorum. En sevdiğim şey: Bebeklikte beyaz olan fakat şimdi yıkandığı ve eskidiği için krem ile gri gibi alacalı bir hale gelen battaniyem ! Annemin adı: Suna Babamın adı: Tuna Kardeşimin adı: Bora Kızıma her gece anlattığım ve karakterine Şaziye adını verdiğim hikayeleri unutmamak için bazılarını yazmaya başladım. Kız

Kimisi, uzakların hayalini kurar; yeşil bir ülke, dost bir şehir, türkülerdeki köy... Gitsem nasıl olurdu? diye düşünür kalan. Kalsam nasıl olurdu? der gidebilen. Günün sonunda; hayata tutkuyla sarılıp giden de, ucundan kıyısından tutunup kalan da diğer seçeneği merak eder. Gidilmeyen her yol, her tercih, her eylem ve eylemsizlik; başka başka hayatlar kurgular, kayıp öyküler ülkesinde. İğne uçlu acılar, tüy dokunuşlu mutluluklar, çekiç darbeli hayal kırıklıkları; yeniden ve yeniden, yeni öyküler yonta

Aynı zamanda ressam ve felsefeci olan yazar daha çok anı denemelerinden oluşan, okurken kah hüzünlendiren kah içinizi ısıtan öyküleriyle sizleri zamanda yolculuğa çıkarıyor. 1960'lar, biraz da 1970'ler Türkiye'sinin sosyal yaşamına, aile ve arkadaşlık ilişkilerine ışık tutuyor. Hemen hemen tüm yazılarının sonunda sorduğu sorular ve yazdığı dipnotlarla okuru düşünmeye sevk ediyor.