Tıstıs yatağına yattığında bile aklı bu gün yaşadıkla(ındaydı. Bütün bir gece rüyasında Fark Et, Fark Yok diye sayıklayıp yeşil çimlerde küçük dostlarıyla top oynayıp durdu.

Yüreğinle Konuş Mucizenle Tanış

Derin derin düşünüyordur Pofuduk gölün kıyısında. Acaba var mıdır bu ormanda onun gibi soru sormaya çekinen başka tavşan? Oysa ki o kadar çok şeyi merak ediyordur ki... Üzülme Pofuduk, belki Bilge Baykuş o güzel kanatlarıyla gelip yardımcı olur sana!Eğitmen Zeliha Nur Turan, 3-6 yaş grubuna eğlenirken öğrenebilecekleri muhteşem bir kitap hazırlamış. Ebeveynler için de bir pusula niteliği taşıyan bu masal, öneriler ile çocukların soru sorma alışkanlığını kazanması adına şahane bir başlangıç olmuş.

Ehli irfandan biri yolda gördüğü bir muhtaca Nasılsın? diye sordu. Yirmi bin dirhem borcum var. dedi, boş bulunup. Soran, sesini çıkarmadan çekti gitti. Neyi var neyi yoksa derleyip toplayıp sattı ve o borcu ödedi. Bir daha kimseye 'Nasılsın?' diye sorarken bin kere düşünürüm. dedi.Merak etmediği, dert etmeyeceği derdi sormak münafıklıkta bir mertebedir. der İmam Gazali. Derdinden anlamayacağın ya da çözemeyeceğin derdin sahibine Nasılsın? diye sorulmaz.Nasılsınız?Kendinizi cesur, sevilmeye layık, değerli,

Kendini yalnız, güçsüz, hayata kapalı, sayısız soru ve sorunların içinde boğulmuş gibi durduğun anlarda buldun mu hiç?Sordun mu hiç kendine, kendinin en iyi halini nasıl oluşturursun?Hayatının kontrolü senin elinde mi?İstediğim kişi olabilir miyim?İstediğim yerde, istediğim gibi, hayalini kurduğum yaşama sahip olabilir miyim?Deniz, geçirdiği korkunç çocukluk ve zor günlerin ardından hayata tutunmaya, yaşama sımsıkı sarılmaya, kaçırdığı hayatı yakalamaya kararlıdır. Sürprizlerle dolu hayata Şirince'ye yerle

Çılgın bir ada. Bu adada bulunan iki şato. Birisi sağlıklı sebzelerin yaşadığı Marul Şatosu, diğeri ise Pizza Pino ve Hamburger Hambo'nun yaşadığı Sosis Şatosu.Bu iki şato sakinleri birbirleriyle iyi anlaşabilecekler mi acaba?Macera Dolu, Eğlenceli Bir Öykü Sizleri Bekliyor!Bu öykü, sağlıklı beslenmenin önemine vurgu yaparken, çatışmaların sonunda uzlaşının her zaman mümkün olabileceğini gösteriyor bizlere.

Emircan, Yozgat'ın Yerköy ilçesinde doğmuştu. Babası çiftçilikle uğraşıyordu. Küçük yaşlarından itibaren babasıyla beraber tarlaya gidip geliyordu. Babasına tarla işlerinde hem yardım ediyor, hem de işi öğreniyordu.

Herkesin çocukluğu güzel olmayabilir ama mutlaka kendisine ait özel anılar barındırır. Kaz Dağlarının kuzeyinde, şirin bir köyde geçen benim çocukluğum ise muhteşem güzeldi. Şanslı bir nesil olan bizler, atalarımızın yaşadığı savaşları görmediğimiz gibi onların yaşadığı zorunlu göçleri de yaşamak zorunda kalmadık. Evet, belki her şey bu günkü kadar bol ve kolay ulaşılır değildi. İnsanların alım gücü ve imkânları da kısıtlıydı. Ancak varlığında yokluğunda kıymeti çok iyi bilinirdi o zamanlarda. Bizler şanslı

Tarih yalnızca zafer ve mağlûbiyetten mi ibarettir? Eleştirelim. Eleştirebilmek için o günün şartlarına inmek ve ona göre düşünüp yorum yapmak gerektir.Olumlu ya da olumsuz eleştiriler yapılabilir belki ama unutmayalım ki üzerinde düşünüp eleştiri yaptığımız millet sıradan bir millet değildir. Keza o milletin başbuğu sıradan bir başbuğ değildir! Bu durumu ifade etmek maksadıyla kimsenin hakkına da girmemek için büyük emek sarf ettiğim ve büyük bir özveriyle tamamlamaya çalışmış olduğum bu eserde bile yine b

- Kaderle savaşmak mı? Bu da neyin nesi böyle Ömer? Böyle bir şeyi hiç düşünmedim.- Ama savaşıyorsun.- Devlet, adamı bir yıl sonra serbest bıraktı. Adalet bu mu? Devlet bu mu?Selim'in isyanı Ömer'i tedirgin etmişti. Her ne kadar başına gelen bu olaydan sonra inancında sarsılmalar olmuşsa da onu teselli etmenin başka yolunu bulamadı.- Merak etme, gerçek adalet mahşerde görülecek.- O kızımı öldürdü. Bir can aldı. Ahirete kadar bekleyemem. Adaleti aramak kaderle savaşmaksa savaşırım.

Nalıncı Baba, bir 4. Murat Han romanıdır. Bağdat Seferi'nde bir Genç Osman, Unkapanı'nda bir nalın ustası, kanatları kaslarına yapışmış bir Hezarfen, arkasına manevi kuvveti alıp savaşan, ordusu başında savaşa giden son Sultan olacaksınız.Sayfaları, parmak ıslaklığınızda akıp giderken tarihi olayları yaşayacak, kendinizi belki de topal bir dilencinin bünyesinde bulacaksınız. Genç Osman sıfatında savaşırken Bağdat'ın kapısı önünde Allah nidasıyla haykıracaksınız. Unkapanı'nda taş örülü sokaklarda gezecek, es

Ali Rıza, Kiremithane denen kenar mahallede yetişmiş bir delikanlıdır. İyi bir ailenin çocuğu, özünde iyidir. Çevresel etkilerde kalan hayatı, bir kuru yaprak misali savrulur. Suçlar işler, mahpus yatar. Hapisten çıkar. Serseri ruhlu Ali Rıza, bir soygun planının baş aktörü olarak bulur kendini. Boynundan aşağısı tutmayan, zengin birine uşaklık yaparak soygun girişimine başlanır; fakat olaylar çok farklı ilerler. Zengin adam ile anlamsız bir bağ kurulur aralarında. Soygundan vazgeçmek ister; ama bu kolay

Kaybedilen oyuncaklar masalı.Beş yaşında kaybettiğim oyuncaklarıma kitabımda kavuşabilmek. Bu her ne kadar gerçek hayatta imkânsız gibi gözükse de bu anı kitabımda yaşayarak o duygu dolu anları tekrar tekrar hissedip imkânsız hiç bir şeyin olmadığına değiniyorum.

Mirage doğduğu zaman sağ avucunun içinde yıldız gibi parlayan bir yazı varmış. Bu yazı da MİRAGE yazıyormuş. Bu parıltılı yazıyı gören annesi ve babası bunun büyülü bir işaret olduğunu düşünüp doğan bebeklerine Mirage adını vermişler. Adı konulduktan sonra ise Mirage'nin avucundaki parıltılı yazı silinmiş.

Şampiyon Sincap en muhteşem fındığın peşine düşer. Sonunda muhteşem fındığı görür ama tek başına ulaşamaz. Dostlarının yardımıyla fındığa ulaşmaya çalışır. Peki Şampiyon Sincap bu fındığa sahip olabilecek mi?

Melis arkadaşı Ela ile okula giderken yerde bir taş görür. Taşın onlar için önemli olduğunu sanır. Okulda geçen hırsızlık sandığı bir olay sonucunda taşı gerçek sahibine verir ve özür diler. Yine de taş tutkusundan vazgeçmez. Babasının getirmiş olduğu birçok taşı tarih dersinde sunum olarak kullanır ve yüksek not alır.

Ahmet tıpır tıpır geveze bir dünyanın içinde geziyordu. Dikkat ettikçe yaramaz seslerden başka renkler, şekiller de hayal gücünün kıvrımlarında hayat bulup ona arkadaşlık etti. Off ne kadar da kalabalık oldu burası !? Bunca karmaşanın içinde nasıl şu ödevleri yapmalı? Sahi Ahmet nasıl dikkatini toplasa da bu görevi başarsa?

Bu kitap güzellik kavramının anlayışını insanlar tarafından algılanışı ve algılanamayışını, sahip olmak ve elde tutmak için gösterilen çabayı, her şeyin pazarlandığı bu dijital çağda, tükenmişliği ve içi boşalmış insanın, ruhunda açtığı boşluğun ve şişirdiği egonun sonuçlarını yansıtırken, bilinenin uzağında kalan güzellik anlayışını irdeleyip, gerçek güzelliği anlamanın ve nasıl ulaşılabileceğinin soyut, somut ve şekil yollarını gösterecek... Okurken ruhunuzun tozunu alacak içinizi havalandıracak ve ışığı

Gözyaşı Konuşur Mu?

Nazenin ve arkadaşları gittikleri okul gezisinde bir hazine avına çıkarlar. Hazineyi bulabilmeleri için çevre ve doğa konusundaki bilgilerini kullanmaları gerekmektedir. Çocuklarımıza küçük yaşta çevre bilinci aşılamak gelecekte dünyamıza bakış açılarını olumlu etkilemektedir. Bu hikaye çocuklara çevre bilinci aşılamak için yazılmıştır.