Bilgi ve iletişim çağı olan günümüzde bilgiye ulaşmak kolaylaşmış fakat doğru bilgiye ulaşmak zorlaşmıştır. Niçin İbadet Ediyorum? eseri gençlerimize ibadet konularında yanlış bilgi ile sahih bilgiyi ayırt etmelerinde rehber olmaktadır. Bu eser, gençlerimizin Din İşleri Yüksek Kuruluna yönelttiği sorular ve Kredi Yurtlar Kurumunda kalan öğrencilerin zihinlerini meşgul eden sorulardan hareketle meydana getirilmiştir.Bilgi ve iletişim çağı olan günümüzde bilgiye ulaşmak kolaylaşmış fakat doğru bilgiye ulaşmak

İslam, dünyanın her yerinde aynı evrensel değerleri savunan ve yaşatmaya çalışan bir barış dinidir. Müslümanlar ise vahyi temel alan, aklı ve bilgiyi önemseyen, yapıcı, kucaklayıcı, müjdeleyici bir yaklaşımı kuşanan bir ümmettir. Zira İslam medeniyetinde bilgi, hikmet ve ahlak bir bütündür. Bu bütünlüğe uymayan tavır ve davranışlar insanlık aklında ve kalbinde yer bulamayacaktır. Tarih boyunca Müslümanlar, vahyi esas alan, akla değer veren, mutedil ve kucaklayıcı bir yaklaşımla dünyaya umut ve güven aşılamı

Günümüz İslam toplumlarında hayata anlam katan iki önemli unsur diğerlerinin önüne geçmektedir. Bunlardan birincisi dinimiz İslam'dır. İkincisi ise, tüketim toplumunun bir sonucu olan tüketim ideolojisi veya kültürüdür. Eser, tüketim toplumunun, kültürünün ve ideolojisinin temel özelliklerini ortaya koyarak tüketim toplumunda İslami hayat tarzı ve ahlak tasavvurunu konu edinmektedir.

Türkiye Diyanet Vakfı'nın 1980'lerin başındaki yöneticileri, İslam toplumlarını özellikle akademik anlamda tanımanın bir zaruret olduğu bilinciyle, onlarca genç araştırmacı adayını Avrupa ülkelerine göndererek geleceğin İslam dünyası uzmanlarını yetiştirmeye karar verdiler. Eser, 1987 yılından itibaren Hindistan, Arap dünyası, Balkanlar, Afrika gibi farklı coğrafyaları tanıma ve tanıtma sorumluluğu ile çıkılan bu ilim yolculuğunun kaleme dökülmesiyle oluşmuştur. İslam ülkelerini tanıtan yazıları ihtiva etme

Fâtiha'yı okumayan, o namazı hakkıyla kılmamış demektir. Hadisi gereği, namazlarda mutlaka okuna gelmiştir. Hz. Ali'nin de; Fâtihatu'l-kitâb Arş'ın altındaki bir hazineden nazil oldu dediği nakledilmektedir. Bu sebeple, kaide ve kurallara uygun okunmayı en fazla hak eden sure Fâtiha'dır. Çünkü her Müslüman'ın namazında temel bir rükündür; zira namaz ancak Fâtiha suresi okunduğunda geçerli sayılmaktadır.

Ulu mabet Ayasofya sadece tarihi kaynaklarda değil, edebî metinlerde ve özellikle konumuz olan Osmanlı şiirinde de pek çok şairin şiir malzemesi olarak işlenmiş, böylece tarihî ve manevi değerine edebî bir değer de katılmıştır. Bu eserde, yaklaşık dokuz yüz divan, iki yüzü aşkın mesnevi ve yüz elliye yakın mensur eser taranmış ve Osmanlı döneminde 46 farklı şairin Ayasofya temalı 68 adet manzumesi tespit edilmiş ve bu manzumeler incelenmeye çalışılmıştır. Eser Giriş ve üç ana bölümden oluşmaktadır.

Temel kaynaklarda belirli bir form haline getirilmiş ibadet konularını, kısmen itikat ve helal haramlara dair konuları genel okuyucunun anlayabileceği bir formatta sunma amacıyla hazırlanmış bir kitaptır. Eser de genellikle ittifak edilen konulara yer verilmiştir. Nadir de olsa mezhep içinde ihtilaflı konularda yine İmam Nevevi'nin görüşleri tercih edilmiştir.

Varlık, bilgi, hukuk ve özellikle ahlak alanına dair ifade menfi yansımaları sebebiyle sosyal medyayı hayatımızdan tamamen uzaklaştırmak mümkün olmadığı gibi esasında doğru ve tutarlı bir yaklaşım da değildir. Bu itibarla, sosyal medyanın kullanımıyla alakalı hukuki çerçeveyi belirleyen yasal mekanizmanın yanı sır güçlü bir bilincin inşası elzemdir. Bilhassa, Yüze Allah'ın tüm zaman ve zeminlerde bizi murakabe ettiğinin bilinciyle şekillene bir otokontrol sistemini geliştirmek, hakikat dünyasından kopmadan,

Arkadaşlar Berceste ile tanıştınız mı? Berceste, sevimli arkadaşı Bülbül'le bir sürü gezegeni tanıyor: Gül gezegeni, Su gezegeni, Işık gezegeni... Yolculuklarında sevimli Bülbül, Berceste'ye Peygamberimizi anlatıyor. Birlikte maceradan maceraya koşuyorlar. Bakalım iki arkadaş engelleri aşabilecek mi? Berceste evine dönebilecek mi? Bal tadında okumalar.

Eser; 18 Yüzyılda İstanbul'da yaşayan ve 1750'li yıllarda hayatta bulunan Osmanlı âlimlerinden Kadızâde Ahmed b. Muhammed Emin el-İstanbuli'ye ait bir Türkçe Emali Şerhi'dir. Bilindiği gibi Maveraünnehirde yetişmiş Türk alimlerden Siraceddin Ali b. Osman el-Üşi (ö.575/1179) tarafından yazılan meşhur Emâli metni, Osmanlı medreselerinde talebelere okutulan ve ezberletilen, hatta günümüzde bile öğrencilerin elinde dolaşan manzum bir akâid risalesidir.

Eser ; Sevgili Peygamberimizin hayatını 4 yaş ve üzeri çocukların bilmesi gereken yönleriyle ele almıştır. Hedef kitlenin gelişim özellikleri göz önünde bulundurarak hazırlandığından soyut kavramların kullanılmasından bilhassa kaçınılmış; cennet , melek, şakk-ı sadr, ölüm, şeytan, mucize vb. ifadelere yer verilmemiştir. Okul öncesi din eğitimi alan çocukların bilişsel ve duyuşsal gelişimine uygunluğu hedeflenerek hazırlanmış bu kitap kolay öğrenilmesi ve ezberlenmesi amacıyla şiirsel bir dilde yazılmıştı

İnsani vicdani ahlaki ve dini değerleri hiçe sayan insanı metalaştıran ve sömüren bir zihniyet kapkara bir bulut misali her yere çöküyor. Nefret söylemleri ırkçılık kirli siyaset ve terör yaşam ve özgürlük alanlarımızı her gün biraz daha daraltıyor. Bu genel manzaradan maalesef İslam dünyası da nasibini fazlasıyla almış durumdadır. Bozuk Satıh ise bölük pörçük olmuş İslam dünyasının bata çıka ilerlediği delik deşik asfaltının bir ifadesidir.

Mavilikler ülkesine giden ikiz kardeşler; düşünce gücüyle hareket eden muhteşem tekerlekli sandalyesiyle seyahat eden küçük bir kız çocuğu; Antep Fıstığı'nın içinde gökyüzünde dolaşan bir erkek çocuğu, zıp zıp zıplayan bir dede, bir anda 12 yaş gençleşerek hayallerine kavuşan iki arkadaş ve daha neler, neler var bu kitapta... Her biri, sürprizlerle ve maceralarla dolu bir gün geçirmek üzere seçiliyorlar ve kakao ağacının dalları arasından hayret verici bir yolculuğa başlıyorlar. Aynı zamanda 32 farzı öğreni

Kukla Misket bir sofra kurmuş. Sofraya da neler neler koymuş. Fakat misafirleri gelince bir de ne görsün sofrada ekmek yok. Kukla Misket ekmeği bulabilecek mi? Sizce ekmek bulma macerasının sonunda neler olacak? Siz de Kukla Misket ile tanışıp kitabın sonunda bulunan Kukla Misket maketiyle kendi hikâyeni oluşturabilirsin. Bal tadında okumalar.

Mavi ahır inekleri büyük bir gösteri yapıyor. Bu gösteriyi sunmak için Kukla Misket kasabanın meydanına gidiyor. Kukla Misket gösteride ineklerin hangi maharetini öğreniyor? Yoğurt, peynir, tereyağı nasıl yapılıyor? Siz de Kukla Misket ile tanışıp kitabın sonunda bulunan Kukla Misket maketiyle kendi hikâyeni oluşturabilirsin. Bal tadında okumalar.

Davranış düzeni konusunda en güzel örnek bu dinin tebliğcisi Hz. Peygamber'dir. Özellikle toplumların ümidi ve geleceği olan gençlerin yetiştirilmesinde peygamberi öğretinin tespiti ve takibi büyük önem arz eder. Hz. Peygamber'in gençleri kendi dünyasına yani sosyal ilişkiler ağına dahil ettiği görülmektedir. İşte bu çalışmada, genç sahâbîlerin yapmış olduğu bazı aktarımlar da göz önünde tutularak gençler ve büyükleri arasındaki sorunun tek taraflı olmadığı ortaya konulmaya çalışılmıştır.

İslâm medeniyetinin eğitim-öğretim alanındaki en önemli yapı taşlarından birisi medreselerdir. Medreseler, inşa edildiği ülkelerin kültür seviyesini yükselten ve yetişmiş insan gücünü hazır hâle getiren eğitim-öğretim kuruluşlarıdır. Osmanlı Devleti medrese konusunda, Selçuklu ve Anadolu topraklarındaki tecrübe ve mirası devralmıştır. Devraldığı mirası her geçen dönem bulunduğu seviyeden daha iyi noktaya taşımış, teşkilat ve eğitim-öğretim yönünden medreseleri en üst seviyeye çıkarmıştır. Medreseler Osmanlı

Kur'an'ın temel amacı, insanın Allah'ı tanıyıp O'na kulluk etmesi, İlahî buyruklar istikametinde yaşayarak dünya ve ahirette saadete ermesidir. Bahsedilen bu ana gayenin gerçekleşebilmesi için, Kur'an'ın ortaya koyduğu prensipler çerçevesinde insanın bir hayat boyu ilkeli bir yaşam tarzına sahip olması gerekir. Zaman zaman yanlışlara sapsa da, onun temel amacı ve hayat felsefesi, Allah'ın rızasını kazanmak olmalıdır. İnsan, hem Rabbine karşı olan kulluk görevlerinde hem de diğer insanlarla olan ilişkilerind

Müslüman denge insanıdır. Yaşadığı çevrede güzel ahlâkıyla temayüz eden insandır. Davranışları hayranlık uyandırdığı için ibadet hayatına da özenilen insandır. Müslüman'ın Rabbiyle, nefsiyle, çevresiyle, kitabıyla velhasıl dünya ve ukbaya ait olanlarla ilişkilerinde temel anlayışı Kur'an-ı Kerim ve Sünnet zemininde hesabı verilebilir bir hayat yaşamak olmalıdır. Müslüman'ın hayatına Kur'an ve Sünnet bağlamında ışık tutan, sade, akıcı ve kapsamlı bir eser olan Kur'an ve Sünnete Göre Yaşamak okuyucuyla buluşu