Binlerce yıldır bu tür fenomenler incelendi, araştırıldı ve genelleştirildi, insanın dini melekelerinin tüm temeli analiz edildi ve pratik sonuç olarak Râja-Yoga bilimine varıldı. Raja-Yoga, bazı modern bilim adamlarının affedilmez tavrından sonra, açıklanması zor olan gerçeklerin varlığını inkâr etmez; öte yandan, mucizelerin, dualara verilen yanıtların ve inanç güçlerinin, gerçekler olarak doğru olsalar da onları bir varlığın failliğine atfetmenin batıl inançlı açıklamasıyla anlaşılır kılınmadığını, nazikçe ama kesin olmayan bir şekilde batıl inançlılara anlatır. Her insanın, insanlığın arkasında yatan sonsuz bilgi ve güç okyanusu için sadece bir araç olduğunu ortaya koyar. Arzuların ve isteklerin insanda olduğunu, arz gücünün de insanda olduğunu öğretir ve nerede ve ne zaman bir arzu, bir istek, bir dua yerine getirilirse, arz bu sonsuz ambardan gelirdi, herhangi bir doğaüstü varlıktan değil. Doğaüstü varlıklar fikri, insanda bir dereceye kadar eylem gücünü uyandırabilir, ancak aynı zamanda manevi çürümeyi de beraberinde getirir.