Fransız İhtilali'nden 2 yıl sonra yayımlandığında ünü okyanusu aşarak George Washington'dan Abraham Lincoln'e, (aynı zamanda ABD baskısının çevirmeni) Thomas Jefforson'dan Walt Whitman'a kadar herkesin âdeta başucu eseri haline gelmişti Harabeler veya İmparatorluk Devrimleri Üzerine Düşünceler. Şiirsel bir anlatımla kaleme aldığı Harabeler'de, sivil toplumun yapısını ve dağılmasının sebeplerini araştıran Volney'e göre devrimler doğal hukuktan, eşitlik ve özgürlük ilkelerinden ayrılmanın sonucudur. Dünyan

İnsan susuyor; fakat insan hakkında konuşulması gereken şeyler var, onun tüm bu suskunluğuna rağmen. Evet, insanın konuşarak anlaştığı da söylenir; anlaşmak eğer yalnızca herhangi bir işleyişin sürmesiyse, doğru, insan konuşarak anlaşıyor olabilir. Fakat tüm sığlığına rağmen ilişkilerimiz, insan olarak kurduğumuz ilişkiler konuşarak yerle bir de oluyor. Koltès'in oyun kişileri konuşuyorlar... Ama ne için? Yıkım mı, inşa mı? Kitabın açık ya da gizli konusu bu...

Kuskusuz tiyatro sanatı adına yayımlanmış kitapların çoğu bilimsel verilerle örüldükleri iddiasındadır. Ancak görünen o ki bu tür kitaplar bir kavram olarak bilimi, ele aldıkları başlıkların çalışma yöntemi / yöntemleri arasında istemeden de olsa eritirler. Böylelikle ortaya bilimsel yol ve yöntem izleyen, fakat bu yolun ve yöntemin tarihsel arka planından soyutlanmış yapıtlar ortaya çıkar. İşte Prof. Dr. Nurhan Tekerek elinizdeki çalışmada, yılların bilgeliğiyle bilimin kendiliğini merkezde tutan bir an

Aşk, insanlık tarihi boyunca bizi hep büyüledi. Peki, felsefi bakış açısıyla aşk ne anlama geliyor? Nora Kreft bu soruya cevap vermek için ilginç bir yola başvuruyor: Hayali bir akşam yemeğinde sekiz ünlü filozofu bir araya getirerek aşk, dostluk ve arzu hakkında tartışmalarını sağlıyor. Sokrates, Søren Kierkegaard ve Iris Murdoch gibi düşünürler bu kitabın içinde kafa kafaya veriyor; aşk ve bilgelik hakkında fikir alışverişinde bulunuyor, flört uygulamalarının gerekliliğini tartışıyor ve aşkın kişisel özer

Dünyanın çeşitli dinlerini incelerken bulduğum bir başka gerçek de ruh ve Tanrı ile ilgili olarak üç farklı fikir aşamasının olduğudur. Her şeyden önce, bütün dinler, yok olan beden dışında, beden gibi değişmeyen, değişmez, ebedi, asla ölmeyen bir parça veya bir şey olduğunu kabul eder; ama sonraki dinlerin bazıları, asla ölmeyen bir parçamız olsa da bunun bir başlangıcı olduğunu öğretir. Ama başlangıcı olan her şeyin mutlaka bir sonu olmalıdır. Bizim- bizim temel parçamız- hiçbir zaman bir başlangıcımız ol

Değişmezin değişmesi bir çelişki olurdu. Aynı zorluk, Kişisel bir Tanrı'ya inananlar için de geçerlidir. Örneğin, bu yaratılış nasıl ortaya çıktı? Yoktan var olamazdı; bu bir çelişki olurdu, yoktan ortaya çıkan bir şey asla olamaz. Sonuç, başka bir biçimde nedendir. Tohumdan büyük ağaç büyür; ağaç tohum, artı alınan hava ve sudur. Ve eğer havanın miktarını ve ağacın gövdesini yapmak için alınan suyu test etmenin herhangi bir yöntemi olsaydı, bunun etkiyle tamamen aynı olduğunu bulmamız gerekirdi. Modern bil

Patafizik', bir çeşit postmodern filozof olarak kabul edilen gerçeküstücü Alfred Jarry'nin roman kahramanının iştigal ettiği yeni bir bilim dalı. En kestirme yoldan Patafizik hem metafizik hem de fiziğin epistemik sınırlarının dışına taşanı konu ediniyor. Ne olup bittiği hakkında kimsenin bir fikri yok. Heidegger'in ifadesi ile adeta fırlatıldığımız bu yerde herkes, çoğunlukla farkında olmadan da olsa, kendi garip anlamsızlığını yaşamak dışında pek bir şey yapmıyor. Elbette ki çoğunluk için bu bir sorun

...In approaching the whole matter for descriptive purposes, the traditional, or as it may perhaps be fittingly termed, the ideal form of witchcraft, falls naturally first to be considered, and here the existence of a secret society or unholy order of witches and warlocks meeting together at certain appointed times, figures as an outstanding feature, qualification to belong to which, confessed rare powers of affinity with the powers of evil and darkness. The more these witches and warlocks were feared in th

Çin düşüncesi ve kültürü temel kavramları; Çin felsefesini, hümanizmini, düşünce tarzını ve değerlerini özetleyen, kelime veya söz öbeklerinden meydana gelen kalıplaşmış ideolojik ve kültürel öz ifadeler olarak tanımlanabilir. Çin milletinin kadim bilgeliğinin bir birikimi niteliğinde olan bu kavramlar, onların en yoğun manevi arayışlarını, rasyonel düşüncelerinin derinliğini ve kapsamını yansıtmaktadır. Günümüzde, Çinlilerin antik Çin felsefesi, düşünce yapısı ve değerlerindeki değişimleri ve hatta edebiya

The good witch is he or she that by consent in a league with the Deuill doth vse his helpe for the doing of good onely. This cannot hurt, torment, curse, or kill, but onely heale and cure the hurt inflicted vpone men or cattell by badde witches. For as they can doe no good but onely hurt; so this can doe no hurt but good onely. And this is that order which the Deuill hath set in his kingdome, appointing to severall persons their severall offices and charges. And the Good Witch is commonly called the Vnbindi

Çocuklarla Heykeller

Nietzsche ve Jung, yirminci yüzyıldaki felsefi ve psikolojik düşüncenin iki ikon şahsiyetinin düşüncelerini ve kişiliklerini göz önünde bulundurarak, bu ikili arasındaki sıra dışı bağlantıları açığa çıkarıyor. Huskinson bu iki büyük düşünürün eserlerini detaylı bir biçimde inceleyerek Nietzsche'nin düşüncesindeki karmaşık alanları aydınlatıyor ve Jung'un bu teorilere bakışındaki müphemlikleri çözümlüyor. Jung'a göre bütünlüklü benlikteki karşıtların oynadığı rolün konumu ve çözümlemesi göz önünde tutuluyor

Isaac Newton (1642-1727) düşünce tarihinin muazzam yazılarından oluşan hacimli bir miras bırakmamıştır ardında sadece; aynı zamanda bu düşünceler dünyayı temsil etmekte somut bir değere de sahiptir. Modern dönemin ilk yıllarına yaptığı eşsiz katkılara rağmen, doğa felsefesi alanındaki mektuplaşmaları, elyazmaları ve yayımladığı türlü çeşit çalışmaları bundan önce farklı edisyonlarda ayrı bir biçimde bulunuyordu. Bu kitapta, Principia ve Opticks çalışmalarından önemli kısımlar ve De Gravitatione'nin düzeltil

İnsanın bireysel ve toplumsal hayatında hakkaniyet ölçülerine göre yaşamasını ifade eden adalet, insanlık tarihi boyunca tartışılmış olan en önemli felsefî meselelerden biridir. Adalet, Fârâbî'nin felsefî sisteminin de en önemli meselelerinden biridir. Fârâbî felsefesinde adalet, öncelikle varlığı anlamada bir yöntem olarak belirlenir. Bu noktada adalet, varlığın Zorunlu Varlık'tan nasıl sudûr ettiğini ortaya koyan bir ölçü anlamını taşır. Ayrıca adalet, onun felsefesinde, âlemde tezâhür eden inâyetin ve cö

...The Gypsies of England call their language, as the Gypsies of many other countries call theirs, Romany or Romanes, a word either derived from the Indian Ram or Rama, which signifies a husband, or from the town Rome, which took its name either from the Indian Ram, or from the Gaulic word, Rom, which is nearly tantamount to husband or man, for as the Indian Ram means a husband or man, so does the Gaulic Pom signify that which constitutes a man and enables him to become a husband. Before entering on the sub

...There are gypsies and gypsies in the world, for there are the wanderers on the roads and the secret dwellers in towns; but even among the aficionados, or Romany ryes, by whom I mean those scholars who are fond of studying life and language from the people themselves, very few have dreamed that there exist communities of gentlemanly and lady-like gypsies of art, like the Bohemians of Murger and George Sand, but differing from them in being real Bohemians by race. I confess that it had never occurred to me

...The terms gypsy and tramp are by many considered synonymous. It is not, however, by any means the case, for while gypsies may be, and sometimes are, mistaken for tramps, the genuine professional tramp and the Tachey Romany, or true gypsy, have very little in common. The tramp may perhaps be described as one who is dominated by the early instincts of our race,—instincts which in every one of us are but just below the veneer of civilization,—for we know that in the infancy of the human race man was perforc

...Eski Pagan uygarlıkları üzerine olan bu kitaptaki amacım, yalnızca göze çarpan noktaları sunmaktır, çünkü bu ciltlerin sınırları içinde kapsamlı bir çalışma olanaksızdır. Gördüğüm pratik amaç, insan ırkının ilerlemesine ve eski ve modern zamanlarda ulusların karşılaştırmalı refahına ilişkin sağlam çıkarımlar yapmak için yeterli sayıda kabul edilmiş gerçekleri bir araya getirmektir. Doğal olarak yaptığımız ilk araştırma, eski milletler tarafından kabul edilen çeşitli dini sistemlere ilişkindir, çünkü din,

İbnü'l-Arabî'ye tam anlamıyla bir filozof denilebilir mi? İbnü'l-Arabî'nin metinlerindeki felsefî referanslar nasıl okunmalıdır? O hangi felsefî gelenekle ilişkilendirilebilir? Okuduğu felsefî metinler var mıdır, varsa hangileridir? Bir disiplin olarak felsefeye ve filozoflara yaklaşımı nasıldır? Eserlerinde felsefenin hangi temalarına değinir? Felsefî bilginin mahiyet ve değerine karşı tutumu nedir? Çoğaltılması mümkün olan bu ve benzeri sorular, aynı zamanda modern dönem İbnü'l-Arabî araştırmalarının doğr

Her şeyin bittiğini, aydınlığın kalmadığını sandığın bir anda yeni bir umut doğar, karanlığı aydınlatan, korkuyu yenen bir umut. İşte katmanlar, asırlar boyunca semavi dinlerin ve diğer pek çok öğretinin satır aralarında saklı kalmış kadim bir sırrın yeryüzüne doğuşudur; geleceğe kılavuz, geçmişe ışık, varlığına sevgi ve anına umuttur. Pozitif ile negatifi birbirinden ayıran bir kaynak, varoluş denkleminin deşifresi, ölümsüzlüğün ve yeni yaşamın şifresidir. Katmanlar, kendine ve Yaratıcısına ulaşmak isteyen