''Anne''lik temalı öykülerinden oluşan bu kitap, annelik ve annelik olgusuna dair çok çeşitli ve zengin bir bakış açısı getiriyor. Öykülerin insana yakınlığı için şu benzetmeyi yapabiliriz. Okuyucuyu; bir tanrı misafiri gibi bir sofraya, sıcak bir tas çorba içmeye buyur ediyor. Editörlüğünü Zeynep Kahraman Füzün'ün yaptığı bu kitap yine Füzün'ün yürüttüğü atölye çalışmalarına katılan genç kalemlerden çıkmıştır. Kitabın girişinde şu soru cümlesi sizi karşılayacak: Kızımı gördünüz mü? Kırmızı bir atkısı vardı

Tanrı Pazar günleri de dua kabul eder Acıların mesaisi yoktur diye 657'ye tabidir tüm ölmelerimiz Ve kravatlı beyaz yakalıdır hüzünlerimiz Mümin bir ruj izinde aradık tarihin diyalektiğini Zararınaydı tüm heveslerimiz, yumrukları indiriyoruz

İbrahim Varelci tarafından hazırlanan ve Sezai Karakoç'un hayatının detaylarıyla anlatıldığı Sezai Karakoç Kitabı, yaşayan en büyük şairlerden Sezai Karakoç'a bir saygı niteliği taşıyor. Birinci baskısı ilgiyle karşılanan kitabın ikinci baskısı daha titizlikle hazırlandı. Genişletilmiş ikinci baskıda, Sezai Karakoç'un sanatını icra ettiği merkezin suskunluğunun gizemini de ele alıyor.

İbrahim Varelci'nin ilk öykü kitabı yazarın uzun zamandır edebiyata verdiği emeğin ve çalışmaların ilk meyvesi. İbrahim Varelci, hayatın keşmekeşindeki insanların bireysel farkındalıklarına, hayatın olağan çelişkilerine ve inanışın doğasına dair okuru içsel bir yolculuğa çıkarıyor.