Birgün civarında ki ırmakların daha güçlü akacak, ağaçların daha gürleşecek, ormanların ses verecek, güneşin bir gün bir başka selamlayacak semaları. Kuşlar özgürlüğünü kıskanacak. Yeniden o özlediğimiz barış yurdu, huzur diyarı olacaksın. Canım Kudüs, arkadaşım Kudüs...

Cinlerin varlığı, mahiyetleri ve özellikleri neredeyse tüm insanlık tarihi boyunca ilgi odağı olagelmiştir. Zira onlar da melekler gibi insanlar tarafından normal hayatta görülemeyen varlıklardandır. Bu tür metafizik varlıkların neliği, niceliği ve niteliği gibi hususların kişilerde merak duygusu uyandırdığı malumdur. Kimileri onların hakikatte var olmayıp zaman içerisinde bazıları tarafından kurgulanmış birtakım efsanevî ve masalımsı varlıklardan ibaret olduklarını ifade etmişlerdir. Ancak Müslümanların ve

Tasavvufî düşüncenin bünyesinde gelişen İşârî Tefsir Ekolü, âyetleri anlamada lafızlara bağlı kalmayı esas olarak görmekle birlikte keşfe dayalı bilgiden de yararlanmışlardır. Bu tefsir ekolünün temsilcileri Kur'an'ın sadece lafızdan ibaret olmadığını, o lafızların içerisinde bazı manaların olduğunu, bu manalara ise ilimle uğraşan herkesin vasıl olamayacaklarını, onlara ulaşabilmek için ilmin ötesinde ayrıca nefsin bazı tezkiyelerden geçmesi gerektiğini savunmuşlardır. Bu yolda İnsanın bildikleri ile amel e

Necmeddin Eyyûb ile Şîrkûh, 1138 yılında Tikrit'ten Musul'a gelerek İmâdeddin Zengî'nin hizmetine girdiler. Eyyûbîler, İmâdeddin Zengî ve Nûreddin Zengî dönemlerinde Zengîlerin en büyük destekçileri oldular. Mısır'ın Haçlılar tarafından ele geçirilmesi tehlikesi baş gösterdiğinde Zengîlerin bir kolu olarak Mısır'da hâkimiyeti ele geçirdiler. Selâhaddîn-i Eyyûbî, Fâtimî Devleti'ne son vermiş ve Mısır'ı Abbasi Halifeliğine bağlayarak İslam Dünyası'ndaki dinî ve siyasî tefrîkaya son vermiştir. Bu durum onun Ha

Bu kapakların arasında sen varsın; Ağlayan, gülen, kızan, üzülen, kırılan, sevinen, öfkelenen, hayal kuran, vazgeçmeyen ve inanan bir çocuk. Karanlıklardan ve kötülüklerden kaçan, sadece çocukların yaşadığı bir dünyada onları yok olmaktan kurtaran, yaşam kaynağını yitirmiş insanlara umut olan... Umay, Kıvırbaş Ruhi ve Sihirli Baston Hasan'la sıra dışı bir yolculuğa var mısın? Aç hadi kitabın kapağını. Bu senin hikâyen!

Bütün varlıklar içinde en şerefli ve en mükemmel yaratılmış olan insanın; cimrilik, nankörlük, kıskançlık, acelecilik, öfke, korku, dünya ve mâl sevgisi gibi birçok psikolojik zaaflarının olduğu bir gerçektir. Bununla birlikte Kur'ân'da ve hadîslerde bu zaafların insana niçin verildiği, nasıl ve ne şekilde kullanılması gerektiği de beyan edilmiştir. Rasûlüllah (sallallâhu aleyhi ve sellem)'in, Kur'ân'la ve hadîsleriyle bu zaafların veriliş gayeleri doğrultusunda nasıl kullanılacağını açıklamak ve yaş

Mantık konuları işlenirken Kur'an'dan örnekler verme çabası, İslam mantık tarihinde neredeyse sadece Gazali tarafından yapılmış, ama bu yaklaşım geleneksel eğitim kurumlarımızda yüzyıllardır okutulan klasikleşmiş mantık kitapları da dâhil olmak üzere pek sürdürülüp geliştirilmemiştir. Adından da anlaşılacağı üzere, bu kitabın farklarından biri, kıyas konuları da dâhil olmak üzere, örneklerin olabildiğince Kur'an'dan verilmesidir. Kitabın bir başka farkı da -yine adında da gözüktüğü üzere- klasik mantık ve i

Teodise, Tanrı ve adalet kavramlarının bileşiminden oluşturulmuş bir kavramdır ve dünyada görülen doğal veya ahlaki kötülükler karşısında, Tanrı'nın varlığının ve adalet gibi sıfatlarının itirazlar karşısında savunulması, sorular karşısın da açıklığa kavuşturulmasıdır. Teodise, bazen inanan biri tarafından sorulan acı ve ıstırapla ilgili masum bir soruya, bazende bu sorunun ateistik bir soruna dönüşmüş eleştirel bir itiraz haline verilen cevapları içerir. Bu soru ve/veya soruna kısaca kötülük problemi denir

Ademoğlu, baş döndüren teknolojinin imkânlarından yararlanmasına, lüks ve debdebede sınır tanımamasına rağmen kalabalıklar arasında yalnız, huzursuz ve mutsuzdur. Zîrâ karşılaştığı her yenilik ve kolaylık, artık onu tatmin etmemektedir. Rûhu dingin/mutmain değildir. İç dünyası çalkantılar içindedir. Çare uzakta değil yanı başındaki Kur'ân-ı Kerîm'de ve onun uygulanmış hâli olan Sünnet-i Seniyye'dedir. İnsanlığın problemlerine kalıcı çözümlerin sunulduğu Kur'ân ve Sünnet, insanın gönül dünyasını aydınlatacak

İbn Haldun'un ve Mary Douglas'ın yemek teorileri çerçevesinde ele alınan bu çalışmada, tarihi seyir içerisinde dünyanın en büyük mutfaklarından biri haline gelmiş olan Anadolu Türk mutfak kültürünün din ile ilişkisi incelenmiştir. İnsanların ne yedikleri, coğrafi ve iklim şartları ile birlikte, onların kültürü ve inancıyla şekillenmektedir. Din, mutfak kültürlerinin oluşmasında değişmeyen bir öz olarak çekirdek görevi yapmaktadır. Yaratılışı gereği yemeye mecbur olan insanı, beslenme konusunda en çok sınırl

Arapça Kompozisyon Çalışma Defteri 1 Açıklamalı Rehberi Rağbet Yayınları

Şihabüddin Sühreverdî el-Maktül, İslam düşüncesinin XII. yüzyıldaki en dikkat çekici simalarından biridir. İslam düşünce ekollerinden biri olan İşrâkîliğin kurucusu olan Sühreverdî, aslında felsefi serüveninin başında bir Meşşâî'dir. O, sistemini başta Meşşâîlik olmak üzere zamanında geçerli felsefi anlayışları kendi bakış açısıyla analiz ederek geliştirmiştir. Kesin olmamakla birlikte otuz sekiz yıl gibi kısa bir hayat yaşamış olsa da Sühreverdî ardında birçok eser bırakmıştır. Meşşâî tarzda kısa adlarıyla

Bu iki bilgin kendilerinden önce ve kendi zamanlarında ortaya çıkan çok önemli teolojik sorunlar hakkında, hem İslâm dininin temel ilkelerine, hem de islâm'ın bütün insanlara uyulmasını emrettiği selim akla uygun bir düşünce yapısı geliştirme çabası içerisinde olmuşlardır. Böylece bunlar, Müslümanlar arasında ortaya çıkan çok farklı yapıdaki guruplar arasında bir köprü olmaya ve Müslümanlar arasında derinleşen ayrılık çizgilerini azaltmaya ve aralarını uzlaştırmaya çalışmışlardır. Fakat o dönemde ortaya atı

Elinizdeki kitap akademik alanın ürünü ve vazgeçilmezi olan ve merhum Prof. Dr. Talat Koçyiğit'in (1927-2011) Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, islam, Dini, İlmi, Siyasi Aylık Mecmua, Diyanet İlmi Dergi ve Diyanet Dergisi gibi dönemin yayın organlarında 20 ayrı başlıkla yayımlanmış makalelerden oluşmaktadır. Koçyiğit telif ve tercüme ettiği ettiği bu makalelerde; Ebül-Hasen el-Eş'ari ve Bir Risalesis; İslâm'da Hadis, Sahâbiler': İslam Hadisinde lsnad ve Hadis Râvilerinin Cerhi':Ahmed b. Hanbel

Az gelişmiş toplumlarda olduğu gibi, modern ve ileri toplumlarda da hurafe ve batıl inanışlara rastlanması, konunun ekonomik değil, kültürel bir mesele olduğunun açık delilidir. Tartışma kabul etmez bir gerçektir ki, toplumumuzda hangi kesime mensup olursa olsun, yeterli ve sağlıklı dini bilgisi olmayan ve inanç boşluğu içinde bulunan kişiler, hurafe ve batıl inanışlara daha kolay kapılmaktadırlar. Çaresi, bütünüyle toplumu, yeterli ve sağlıklı bir din bilgisine sahip kılmaktır. Unutulmamalıdır ki, sağlı

Yüce Rabbımızın âlemlere rahmet ve en güzel örnek olarak gönderdiği resûller dizisinin son incisi sevgili Peygamberimizi, o erişilmez kemâli içinde anlatabilmek şimdiye kadar hiç bir fâniye nasib olmuş değildir. O'nun huzur ve sohbetinde pişmiş olan ashâbı, muhtelif vesilelerle, çeşitli açılardan O'nun ümmete anlatmaya, yapabildikleri ölçüde tanıtmaya büyük bir zevk ve samimiyetle çalışmışlardır. Allah onlardan razı olsun... Bu çalışma;Ashab-ı Kiramın dilinden Peygamberimizin bazı tutum ve davranışlarını o

İbnü's-Salâh'ın Ulûmü'l-hadîs/Mukaddimetü İbni's-Salâh adlı eseri, telif edildiği dönemde hadis usûlü alanında kendinden önceki müktesebâtı 65 nevi altında bir araya getirmesi ve hadis usûlünü canlandırması açısından kıymetli kabul edilmiş, ayrıca kaleme alındığı zamandan bu yana hadis âlimleri ve talebelerinin teveccühüne mazhar olmuştur. Öyle ki uzun yıllar medreselerde ders kitabı olarak okutulmasının yanında, Ulûmü'l-hadîs üzerine ihtisar, istidrak, şerh, hâşiye ve nazm türünde pek çok çalışma yapılmışt

Dinin olmazsa olmazlarından olan Akıl, Kur'an ve Peygambere/ Sünnete güçlü bir şekilde vurgu yapan Yasin suresi insanlıktan şunların bilinmesini istemektedir: Allah yüceler yücesidir, sınırsız güç sahibidir, mutlak hükümranlık ve her türlü tasarruf hakkı O'nun elindedir ve hiçbir sıfat ve eyleminde asla bir eşi, benzeri ya da ortağı yoktur. Dolayısıyla bazı fanilere isnat edilen tasarruf yetkisi dayanaksız bir iddia olmaktan öteye geçemez. İnsanın bu dünyada iken iyi ya da kötü yaptığı her şey kesinlikle ve

Dua, çaresize çare, güçsüze güç, umutsuza umut, hastaya şifa, düşküne dayanak ve teselli kaynağıdır. Dua eden insan anlar ki, Birisi var, onun hatırat-ı kalbini işitir, her şeye eli yetişir, her bir arzusunu yerine getirebilir, aczine merhamet eder, fakrına medet eder.