Masal, çocuk edebiyatında sözlü anlatım türlerinden biri olup, ağızdan ağıza, kuşaktan kuşağa geçerek günümüze kadar gelmiş olanları vardır ve kültürel özellikleri beraberinde taşırlar. Masal ismi, Arapça kökenli ve öğretici hikâye anlamına gelen mesel kelimesine dayanmaktadır. Masallarda olağanüstü varlıklar ve hayal dünyası ön plandadır. Zaman ve mekân kavramı yoktur, genelde kötüler cezalandırılır ve mutlu sonla biter. İlk Türk masal kitabı George JACOB (Corc Yakob) tarafından 1898'de yayınlanan, 14 m

25.03.1996 da bir kızımız oldu. Adını Öykü koyduk, Çok sevindik doğduğunda... Onunla birlikte yüzlerce hayallerimiz de doğmuş oldu. Hiç ummadığımız bir anda dört buçuk aylıkken geçirmiş olduğu kaza sonucu hayallerimiz de yıkıldı. Çünkü her şeye hazırlıklı olmamız, onu kaybetme ihtimalinin olduğu, yaşasa da kimseyi tanımayan yatağa bağımlı bir engelli olabileceği söylendi bize. Bizim için Öykü'nün Öyküsü o zaman başladı... Biz yılmadık, inandık, uzun tedaviler, ameliyatlar, hala da devam eden rehabilitasy

Ve O yüz ki Keskin bir bıçak gibi Parlak Yansımalı Deşici Çocukluğum Ve Sırtında kurşun yarası Bir gençlik Taze narin kırılgan Ve Arayışlarım Kalın bir kitabın Çevrilmemiş sayfaları Okunmamış satırları Gizli anıları Zamanın dehlizlerinde Kaybolan yaşanmamış yılları

Ne kentler bizden kaçıp kurtulabiliyor ne de biz onlardan. Mavisini, yeşilini, çiçeğini, kuşunu, ağacını, toprağını, suyunu çalıyoruz kentlerin. Onlar da bizim yüzlerce binlerce saf yammızı... Hem dost hem düşmanız, bazen el ele ve bazen karşı karşıya... Yine de her gün evlerimizden dışarı çıkmalıyız, yalnızca iş için değil elbette.Bir parçası olduğumuz, onunla ve onda yaşadığımız kentin gözlerinin ta içine bakmaktan, söylediklerini işitmekten çekinmemeliyiz. Sokak hayvanlarını, kaldırım taşlarını, heykelle

İstanbul doğumlu olan yazar uzun yıllar Sosyal Bilgiler öğretmenliği yapmış olup emekli tarih öğretmenidir. Evli ve iki yetişkin akademisyen çocuk annesidir. İlk kitapları Akıl Fikir Yayınlarrndan çıkan Uzağın Sesi öykü, Aslında Hüzün ve Hep İstanbul deneme, Dallar Kuşlara Tutunmayı Unutmamıştı şiir kitabıdır. Yine aynı yayınevinden çıkan Almira ve Arda'nın Üsküdar Rüyası, Butimar Denizi Arayan Kuş adlı çocuk kitaplarıdır. Hayy kitaptan altılı set halinde çıkan Tontiş Sincap ve Ailesi adlı çocuk kitabıdır.

Akşamın buğusuyla terlemiş o eski lop lambalardan yayılan masalsı ışıklar çocuk sesleri geliyor sınıflardan. Küçücük kemerli bir kapıdan anneyle bir çocuk gözüküyor, el ele tutuşmuş dilsiz bir sevgiyle. Yaklaşmakta olan gizli bir  anne çocuk akşamınarkalarında bırakarak çıkıyorlar. Taş mektebin kapısından... İçimin titrediği anne ve çocuk akşamlarından geziye el ele tutuşmuş, söylenmiş, bir anayurt sevgisi sarıyor yüreğimi. O çocukluk günlerine, Şişli'ye, okuluma, gri akşamlara halamın evine, sonrao koca ca

Bu kitap sadece bir şiir kitabı değil aynı zamanda bir şiir defteri, bir boyama kitabı özelliği taşımaktadır. Kitabı aralayan her çocuk okudukça yazma isteği gelişecek ya da kenar resimlerini boyayarak kitaba hayal dünyasından bir şeyler katacaktır. Böylece kitap, her çocukla bambaşka bir kitap olma özelliği kazancaktır. Unutmayalım ki düşlere salıncak kurabilecek olanlar çocuklardır.

Antakya İçin Kardeş Yazılar 1

Gökyüzünde Hayallerim, okul öncesi ve ilkokul çağındaki çocuklara kavramların öğretilmesi için hazırlanmış bir kitap. Aynı zamanda onların hayal dünyalarına da sesleniyor. Renkleri, sayıları, geometrik şekilleri, büyüklük küçüklük ya da uzaklık yakınlık gibi kavramları görünür ve daha kolay anlaşılır kılmayı hedefliyor. Neşeli bir armut ağacı, meraklı bir ayçiçeği, sürüsünden ayrı düşen sarı kanatlı göçmen kuşu, sahibini çok seven bir bisiklet, renkli boya kalemleri, çeşitli biçimlerdeki silgiler, kırmızı

Her yanı tarih kokan topraklarında doğmasam da Antakya tutkusu; baba sevgisi, vatan sevgisi gibi bir şey benim Benimde. Haritasını; derelerıni. ıcpclerinı ezbere çizdiğini; içinde büyümeden, yaşamdan hayranı olduğum memleket Antakya, Hatay. Tarihi, Asi Nehri, künefesi, Habib Neccar Dağı, surları, harabeleri, tapınakları...Gazeteleri, kitapları, pulları...Daracık sokakları, Uzun Çarşısı, Şellalcsi, Mozaik Müzesi... Bir zamanlar Doğunun Kraliçesi olarak adlandırılan bu kent günümüzde onu herhangi bir kent

22 yaşımdan beri 90'a yakın ülke gördüm. Sağlığım el verdiğince gezmeye ve yazmaya devam etmeyi umuyorum. Gezme virüsü bulaşmış bir kere... Tedavisi gezmek... Bu yazıları yayınlamaktaki en büyük amacım gençlerimizin, özellikle kızları-mızın dünyayı gezmeleri, dünya gençliğiyle kaynaşmaları... Bu kaynaşmaların dünya barışına katkısı olacağını da ümit ediyorum...

Yıl, 869 O yıl neler olduğunu hiç bilmiyorsunuz! Onları hiç tanımıyorsunuz! İsimleri unutuldu! Unutturuldu! Onlar... Henüz petrole ''Karakan''denildiği zamanlarda yaşadılar! Arap çölünde... Basra bataklıklarında... Bağdat'ta, Samarra'da, Daylam'da... El Katai'de, Dmaşk'ta... Aşklarına, hayallerine ve öfkelerine tanıklık edeceksiniz! Onların cesaretlerine hayran olacaksınız! Ve... Onları bir daha asla unutmayacaksınız!

Yirmi iki yaşımdan beri doksana yakın ülke gördüm. Sağlığım elverdiğince gezmeye ve yazmaya devam etmeyi umuyorum. Gezme virüsü bulaşmış bir kere... Doktorum, biliyorum, tedavisi gezmek... İlk kitabım Kara Kafalı Bir Türk Kızının Gezi Anılarıidi. İsveç'te Türklere kara kafalı denmesi yüzünden... Yıllar içinde sarı saçlı olduğum için ikinci kitabımda Sarı Kafalı diye değişiklik yaptım. Bu arada Türklere bakışın da farklılaştığını umuyorum. İlk kitapta gençlik kamplarıyla ilk gezilerim vardı. Zaman içinde pa

Zamanın ve mekânın labirentinde zorlu birer yolculuktur her hikâye... Önce yazarını sonra okurunu alır götürür hem gerçeğe çok yakın hem de çok uzak yerlere. Bu nedenle çağlar boyunca hep sevildi, hiç terk edilmedi. Yazarının Kelimelerin kanatları beni de uçurabilseydi keşke! diyerek sona erdirdiği Rüzgâra Yetişmek, soluksuz bir yetişme ve kavuşabilme arzusundan yola çıkıyor. İnsan nesli ortak yüreğinde bu isteği saklar durur kimi kez saklayıp bazen de söyleyerek. Rüzgâra Yetişmek, düşünsel yanı güçlü bir

Güneş'e arkadaşları; ilk kez Mucize Tepesi'nden söz ettiklerinde, Güneş onlara belki de inanmamıştı. Fakat kendi gözleri ile Mucize Tepesi'nin olağanüstü özelliklerine tanıklık edince ayni zamanda iyiliğin ve yardımseverliğin gücünü de tanıdı. Hem sihirli hem de harika bir yolculukla Capella diyarına vardığmda Sakura halkından Aren ona arkadaşlık etti. İki altın kalpli çocuk, birbirinden güzel çiçeklerin ülkelerinde bilgeliğin ve cesaretin izini sürdüler. Onlarla birlikte heyecanh, bir o kadar da öğretici b

Şiirler 2

Türkiye Yerel Edebiyat Dergileri