Ey Allah'ın kulları! Siz ve bu dünyadaki arzularınız, eceli belli olan yerde konaklayanlar veya ödeme zamanı geldiğinden alacaklıları alacağını istemeye gelmiş borçlularsınız. Ömrümüz tükeniyor, yaptıklarınız yazılıp sayılıyor. Nice çaba gösterenler kaybetmiş ve nice zahmet çekenler zarar etmişlerdir... Hayrın yüz çevirdiği uzaklaştığı, şerrin yönelip yaklaştığı, şeytanın da insanları helâk etmeyi umduğu bir devirde yaşıyorsunuz. Şeytan kuvvetlenmiş, ordusu çoğalmış, düzeni her yana yayılıp etrafınızı kuşat

Kanun ve ailevî ahlakın gerçekçi olması için İslam aile problemlerini çözmeyi yerine getiren birtakım esaslar ortaya koymuştur. Sorunları çözerken de aşağıdaki adımlara uygun bir şekilde hareket edilmelidir. a-Sorunların çözümü için diyalog ve karşılıklı anlayış b-Karşı tarafa sabretme c-Af ve hoşgörü d-Mahkeme ve yargıya müracaat e-Boşanma. İslam aile kurumunun ve toplumun oluşturulması hususunda insana bakışından, onun yeryüzündeki sorumluluğundan ve yeryüzünün halifesi olmasından, yeryüzünü ilim, amel, i

Allah Resûlü(s.a.a.) kendi sarığı üzerine secde eden birini görünce mübarek elleriyle adama işaret ederek Sarığını yukarı kaldır dedi ve ardından şöyle buyurdu: Alnını açık bırak ve secde zamanında alnını örtme. Bu hadisten de anlaşıldığı gibi halıya, kumaş vb. şeylere secde etmek caiz olsaydı, hiç kuşkusuz Allah Resûlü (s.a.a.) bizzat kendisi uyarıda bulunmazdı. Dolayısıyla Allah Resûlü'nün(s.a.a.) yapmış olduğu bu işten kolaylıkla anlayabiliriz ki halıya, kumaşa ve elbiseye secde etmek caiz değildir.

Sevil, ahizeyi yerine koyduğunda hâlâ telaşlıydı. Kalkıp odanın içinde dolaşmaya başladı. Bu saat ne de yavaş ilerliyor! diye söylendi. Sanki her bir dakika ona bir saatmiş gibi geliyordu. Nihayet bir saat böyle geçti. Ancak Umut okuldan henüz gelmemişti. Tedirgin anne pencereye çıkıp gözünü yola dikti. Arabaların gürültüsü ile ağaçların üzerindeki kuşların cıvıltısı birbirine karışmıştı. Sokaktaki insanların her biri bir başka tarafa gidiyordu. Ama hiçbirinin Umut'un annesinin kalbindeki ıstıraptan haberi

Sevgili kızım! Bana ince nazik ve narin bir kız verdiğinden, kalbimin sükûnet ve huzura erişmesinden, gözlerimin onunla aydınlanmasından, hayatımın muhabbet ve şefkat duygularıyla dolmasından ötürü Allah'a şükrediyorum. Hayatın bu yeni evresinin özel birtakım gereksinimleri olduğundan birtakım hazırlıklarla ihtiyaç duymaktadır. Ben, senin dikkatlice ve üzerinde düşünerek okumanı ümit ederek şu birkaç sayfayı sana takdim ediyorum. Umulur ki bu birkaç sayfalık kitapçık dinini sağlıklı ve kâmil bir şekilde anl

Ey yavrucuğum, ergenlik çocukluk ve bebeklik döneminden çıkıp büyüklük çağına giriş yapmak demektir. Belki de sen kişinin ergenlik çağına girdiğinde hızlı bir şekilde bedeninin nasıl geliştiğini, yüz hatlarının erkeklerin yüz hatlarına nasıl dönüştüğünü, sesinin nasıl kalınlaştığını vb. gözlemlemişsindir. Allah-u Teâlâ geniş rahmetiyle ergenlik çağına girmemiş olan çocuklara oruç tutmalarını, hac etmelerini, cihat etmelerini, mallarının zekât ve humusunu vermeleri gibi sorumlulukları ve yükümlülükleri farz

Bu eserde sevgili ciğerparelerimizin yaşlarını ve bilgi düzeylerini de göz önünde bulundurmaya çalıştım. Çocuklarımızın dinle akıl arasında bir uyum olduğunu anlayabilmeleri için birçok konuya bazı ayetler ve hadisler ekledir. Çünkü inanç ilkelerimiz sağlıklı bir akıl tarafından kavranabilecek birer hakikattir. Ehl-i Beyt İmamları (a.s.) nur saçan sözleriyle konuları bu açıdan daha anlaşılır bir hale getirmiş ve daha fazla detay sunmuşlardır. Başka bir boyuttan ise bu eklemelerle yeni yetişen gençlerin, kül

İbn Abbas'tan şöyle rivayet edilmektedir: Hz. Muhammed'e (s.a.a.) Hz. Hüseyin'in şehit edileceğini haber vermek için gelen melek, Ruhu'l-Emin Hz. Cebrail idi. Hz. Cebrail (a.s.) kanatlarını yayarak, ağlayarak ve feryat ederek Hz. Hüseyin'in misk kokulu toprağını getirdi. Hz. Resulullah (s.a.a.): 'Kuzucuğumu öldüren ümmetim felaha erişir mi?' veya 'Yavrucuğumu öldüren ümmetim felaha erişir mi?' buyurdu. Bunun üzerine Hz. Cebrail:'Allah-u Teâlâ onların kalplerine ihtilafı yerleştirmiştir.' buyur'u.