Kur'an-ı Kerim'i anlamaya çalışan ve manalarının derinlerine dalmak isteyen birinin, bu dört temel terimin manasını tam ve kapsamlı bir şekilde anlaması ve idrak etmesi gerekir, bu açık ve bilinen bir şeydir. Şayet insan ilâhın ne olduğunu, rabbin ne demek olduğunu, ibâdetin ne ifade ettiğini, din kelimesinin neleri kapsadığını bilmezse, kesinlikle Kur'an onun gözüne anlamsız sözler gibi görünür ve onun manasından hiçbir şey anlayamaz. Çünkü o zaman tevhidin hakikatini, şirkin mahiyetini tam manası ile anla

Bugüne kadar Rabbimizi hiç merak etmeden yaşadık. O'nun vasıf ve yetkilerini hakkı ile bilemedik. O'nun varlığına inandık, fakat sanki O hiç yokmuş gibi yaşadık. Gel, hazır fırsat varken Rabbimizi tanıyalım. Artık O'na boyun eğerek teslim olalım. O Subhanehu ve Teala bizden nasıl kul olmamızı istemişse, O'na öyle kulluk edelim. Geçmiş dönemlerde yaşamış ve Rablerini gereği gibi tanımadan ölerek cehenneme giden kişilerin düştükleri duruma düşmeyelim. Elindeki bu küçük risaleyi, bir yakının tarafından sana öz

Şüphesiz bu işaretler bu akidenin ilk kaynağından, Kur'an'dan alınmalıdır. Onun temel prensipleri Allah Subhanehu ve teala'nın bir zamanlar yeryüzünde yapılmasını istediğini gerçekleştirmiş ve tarihin seyrini onun dilediği yöne çevirmiş olan saf ve seçkin vicdanlarda meydana gelen düşünceden alınmalıdır. İşte, Yoldaki İşaretleri umutla beklenen bu öncü cemaat için kaleme aldım. Bu kitabın dört bölümü Yoldaki İşaretler'e uygun bazı düzeltme ve eklemelerle Fî Zilali'l-Kur'an adlı kitabımdan alındı. Giriş bölü

O halde kâinatı ve içerisinde bulunanların tümünü yaratan Allah subhanehu ve teala'dan başkasının, yaratılanlar üzerinde söz sahibi olma yetkisi olabilir mi? İnsanların yaşamlarına yönelik emir ve yasakları belirleyecek olanın, yalnızca Allah subhanehu ve teala olması gerekmez mi? Yaratmış olduğu kullarının yönetimi ve idaresi noktasında, hâkimiyetin kayıtsız ve şartsız Allah subhanehu ve teala'ya ait olması gerekmez mi? Elinizdeki bu kitap; insanları yönetmenin, onların yaşamlarına yönelik yasaklar