Uçurum Geyikleri bundan önceki baskılarında iç içe geçmiş iki romandan oluşuyordu. Romanlardan birisi, Hititler'den 1940'lara kadar olan Dersim'i diğeri ise Barbara Anna Kistler'in Zürih'ten Munzur'a uzanan devrimci yaşamının merkezde olduğu olayları anlatıyordu. İç içe geçen ve birbirlerine paralel akan Uçurum Geyikleri adlı romanı, iki ayrı roman halinde basmayı daha uygun gördüm. Elinizdeki bu roman, daha önce basılan Uçurum Geyikleri romanında yer alan söz konusu iki romandan Barbara Anna Kistler'in dev

Kan sudan daha kalındır. Kalınlıkta ne tür cevherler gizlidir. Kanın dilini bilsek de anlatsa bize. Kan kanla yıkanamaz. Tarih bir yönüyle, insanlığın kanı kanla yıkamasının tarihidir; ortaya kanlı sayfalardan oluşan kalın bir külliyat, kan külliyatı çıkmıştır. Bu külliyatı yaratanlar, bunların sayfaları arasında gezinen kitap bitleri olarak kalmamızı istiyorlar.

Anımsamalar 1970'li yılların başında, yeni bir dünya kurma heyecanıyla kavgaya girmiş̧ bir grup genç̧, İzmir Sıkıyönetim Komutanlığı Savcılığı tarafından, tümü̈ emir komuta zincirine bağlı rütbeli askerlerden oluşan bir mahkemenin huzuruna çıkarıldılar. Bütün ülkede, bütün büyük kentler komutanların kurduğu mahkemelerde, işkencelerden geçmiş̧ yüzlerce devrimci genç̧, aydın, sendikacı yargılanıyor, hızla mahkûm ediliyor, zindanlara tıkılıyordu. İzmir'de bu kıyım merkezlerinden biriydi. Emirnamelerle kasapla

Ben bu Destanı, kırıma uğramış ve henüz hesabı sorulmamış mazlum bir halkın sazının, tüm insanlığı kucaklayan dili olarak algılıyorum. Hıncını, öfkesini, ahını, kekemeliğini anlamaya çalışıyorum. Amaçladığı özgür, açık ve komünal dünya  karşısında da şapkamı çıkarıyorum.

'68'de, hayal gücünü, sanattan iktidara taşımak istedi Paris. Ruhumu, deprem gibi sarstı bu anlam... Ötekilerin sesleriyle doldum. Düşünmeye başladım, çıktım sokağa. Genelde hayat bilinçsizdir. O, kendi bilincine, yaratıcı yetilerimizi ve illetlerimizi seferber ettiğimiz zaman; bastırılmış iç dünyalarımızın olanca enerjisiyle özgürlük alanına çıkardığı zaman kavuşur. işte ben orada, ateşin nirengi noktasında, 'Barikatlar Gecesinde buldum kendimi. Hayal edemediğim müthiş bir andı. Fetişin silindiği, hakikati