Konu Anlatımı Etkinlik Uygulama Sayfaları Yaratıcı Düşünme Etkinlikleri Öz Değerlendirme Formları Kazanım Değerlendirme Soruları

Konu Anlatımı Etkinlik Uygulama Sayfaları Yaratıcı Düşünme Etkinlikleri Öz Değerlendirme Formları Kazanım Değerlendirme Soruları

Günümüzün en önemli konularından olan özel mülkiyet ve kamu binalarındaki can ve mal güvenliğini sağlamakla görevlendirilecek Özel Güvenlik Görevlisi adaylarının sınava hazırlanması ve sonrasında Özel Güvenlik Meslek Mensupları olarak Kamu Kolluğuna Yardımcı Mahiyette çalışma yapan Güvenlik Müdürü, Güvenlik Amiri, Güvenlik Sorumluları, Silahlı Özel Güvenlik Görevlileri ve Silahsız Özel Güvenlik Görevlileri ÖZEL GÜVENLİK HUKUKU mevzuat kitabı olarak okuyucuların bilgisine sunulur. Bu kitap 25 yıllık meslek (

Aslında ben de bir göçmendim Yirmi yaşındaki bir çocuğun, otuz senedir sucu olması gibi Seni unutmak diye bir şey, yok olmuyor Beynimi zayıflatmaya çalışıyorum, olmuyor Bağı çözülen dizlerimin yolluğunun İçten her dakika okunan duamsın Bana göre, şiirin mizahı şairdir Sana getirdim Hortladı bir adam gördüm Seni görmek daha zor anladım Sol ayağın sağ ayağımı düğümledi yürüyemedim Müslinim iğnelendi gidemedim Bir seccade kapatıverdi üstümü Allah böyle istedi Gücüm yetmedi Bir yay gibi kıvrım kı

1946 Kayseri doğumlu olan Mehmet Bayrak 1965'de Kayseri Yapı Enstitüsü'nden, 1966-1969 yılları arasında Kayseri Akşam Tekniker Okulundan ve 1970 yılında da Ankara Tekniker Yüksek Okulundan mezun oldu. 2021 tarihi itibari ile Kamu Yönetimi Bölümü öğrencisidir. İçme Suları Şefliği, Bayındırlık Müdürlüğü, Ankara Üniversitesi İnşaat Daire Başkanlığı gibi Devlet ve özel şirketlerde olmak üzere on yıllarca hem yurt içi hem de yurt dışında çalışan Bayrak, yaşadığı yerde Kent Konseylerinde de çeşitli görevler al

Yoksa Yokuz Sabahı özledikçe anlıyorum Daha çok hayal var Yaşanacak kurulacak Daha çok sorun var Yaşıyorsan sorun var Ölüysen sonrası var Doğmadıysan doğuşun Bulmadıysan amacın var Hep bir şeyler var Yokları sevmez insan Ne ailesinin ne kendisinin Yoksa yok insan

Yüreğim Rüzgârın insafına kalmış Dolu bir bulut gibi yüreğim Ben girince çekilir sular Yosunlara takılır küreğim Ben tırmanınca yükselir dağlar Yürümekten şişer ayak bileğim Okyanusta tek başına Direği kırılmış yelkenliyim Dağlarda mahzunum hep Şehirlerde zırdeliyim Kalabalıkta örtüp üstünü Seni kuytularda sevmeliyim

Fatih Sultan Mehmet; Bizanslılar için 'Onlar Boğaz'ı zincirleyece kadar zekiyse, biz de gemileri karadan yürütecek kadar deliyiz!' demişti. Ne yapalım; biraz delilik fıtratımızda var... 2011 yılından beri ateşle imtihan olan Libya'yı, uçurumun kenarından almak gibi çılgınlıklar da yaparız. Hafter'i koçbaşı gibi kullanarak Libya'yı parçalayıp zenginliklerine çöreklenme peşinde olanların istekleri kursaklarında kaldı. Mesele sadece Libya değil Akdeniz'in tamamıdır. Akdeniz sadece Akdeniz değildir: Burası düny

Kendimi bildiğimi düşündüğüm zamanlardan bu yana niçin bu dünyada olduğumu sorguladım hep... İnsan olarak yiyiyor, içiyor, çoğalıyoruz ama bunu hayvanlar da yapıyor... İnsanın bu dünyada bulunma sebebi ne? Dolayısıyla benim bu dünyada bulunma sebebim ne? Baktım ki bunu bir tek ben merak etmemişim... Tüm kadim öğretiler bu sorunun cevabını aramış. Buda'nın tapınaklarında, Peru'daki Şamanlarda, Sedona'daki öğretilerde, Hopili Kızılderililerde, Kabe'de, Kudüs'te, Konya'da Mevlana'da, Şems'de arananın hep aynı

Hayatımın bazı bölümlerinin dile getirildiği incelediğiniz Dolu Dolu Geçen Yıllarım isimli kitap; Savaşta bir kolunu kaybedip Gazi olarak memleketine dönen ve 5 evladının sonuncusu olarak beni hayata bağlayan, yaşadığı hayat boyunca bana yol gösteren merhum Gazi babamın yönlendirmesi sonucu ortaya çıkmıştır. Rahmetli babam daha ilkokul sıralarındayken beni karşısına alır ve Türkiye'de ve dünyada meydana gelen olayları bir öğretmen edasıyla anlatır, anlatır, anlatırdı... Öyle ki kitabın ilk sayfasında anlat

Nakışlarında kilimin Sevgilerin saklı Biliyorum Bahar kokulu iklimin Sen de kalmış hakkı... Yayını terk edip giden ok Hedefi vurmuşsa haklı Yorgun patikalarda Sevda arayanların Sen de kalmış aklı... Seni gören her yiğit Başın alıp gidermiş karanlıklara Her gamlı akşamın Mehtabını bekler Uzaklarda çalan şarkının Sözlerinde kalırmış aklı... Okunmamış Esrarlı bir öykünün Eflatun gecelerinde Âşıkların çıldırırmış Başında kalmazmış aklı...

İncelediğiniz kitap çeşitli gazete ve dergilerde yayımlanan makalelerimden bir kısmını oluşturmaktadır. Yazı hayatım Adana İmam Hatip lisesinde öğrencilik yıllarımda başlamış, orta üçüncü sınıfta okulumuzun yayımladığı VAHDET dergisinde DİN BÎR YÜK MÜDÜR? başlığıyla ilk makalem yayımlanmıştı. Ulusal ve mahalli basında 50 yılın üzerinde çeşitli gazete ve dergilerde makalelerim yayınlanırken SORUNUZ SÖYLEYELİM başlığı ile çeşitli gazete ve dergilerde mektupla, faksla, telefonla gelen soruları da cevaplandırmı

Neden Yazdım? Hikâyeleri hep sevdim ben. Dinlemeyi de, anlatmayı da, uydurmayı da. Evet uydurmayı. Kızlarım küçükken (kihala küçükler), ailece kısa veya uzun seyahatler yapmak en sevdiğimiz aktivitelerimizden biriydi. Bu yolculuklar sırasında oynadığımız oyunlardan bir tanesiydi hikâye uydurmaca. Oyunu başlatan herhangi bir cümleyle oyuna girer diğer üç kişi o cümlenin arkasından kendi cümleleri ile eklemeler yaparak devam ettirirdi oyunu. Minik tavşan, küçük karınca, ormanda kaybolan küçük kız derken ba

Gündüzlerini güneşsiz, gecelerini yıldızsız bırakma lütfen... Anladım ki zamanı gelmeden söylenemeyen sözler, zamanı geldiğinde virgüllerle devam eden noktasız cümlelere dönüşebiliyor hayatımızda... Mucizeler hep vardır. 8azen bir sevgi tomurcuğunun İçinde, bazen bir nisan yağmuru tanesinde. Asiye evin bahçe kapısını açarken arkasında araçlardan inen ve peşinden gelen kalabalığa baktı huzurlu bir iç çekişle. Gece olunca Alihan'a yazacağı çok şey vardı. Yaklaşık on ay kadar önce kendi karanlığında kaybolm

Çok yönlü bir mizah içeren Nasreddin Hoca fıkralarının genel nitelikleri güldürücü, düşündürücü, öğretici, eğlendirici ve şaşırtıcı olmalarıdır. Sözden doğan mizahın durumdan doğan mizahtan fazla oluşu bu fıkraların diğer bir özelliğidir. Hocanın mizah anlayışının dayandığı esasları şöylece sıralamak mümkündür: Güldürücü durum ve sözler, zıtlık, kelime oyunları, şaşırtıcı zekâ oyunları, ölümle alay, şaşırtıcı davranış ve sözler, abartma, ima-taşlama ve çağrışım. Bu fıkraların genel yapısında Osmanlı Türk to

Rüyalarda saklı gerçekler.. Düşünüzde size düşen pay.. Hayra yorulacaklar, Önlem alınacaklar.. Bilinçaltımızın bizden sakladıkları.. Güncel sembollerinde yer aldığı tabirleri beğenerek okuyacaksınız.