Orhan Söylemez - Kemal Göz - Halit Aşlar Bunun haberini ben troleybüste giderken aydın görünüşlü yaşlı başlı Rusların ağzından işittim. İki Rus kendi aralarında Cengiz Aytmatov'un Yüz Yüze isimli yeni eserinin Sovyet Kırgızistanı'nda basılmakta olduğundan bahsetmekteydi. Hikâyenin başı oldukça ilginçmiş, kalanı da böyle ilginç çıkarsa edebiyat için bir yenilik olur dedi biri. Kırgızlardan da gerçek bir yazar çıkacağa benziyor dedi diğeri. Daha sonra da her troleybüse bindiğimde bazı Rus yolcuların gazetenin

Bağımsızlık Dönemi Kırgız Edebiyatı'nın önemli yazarlardan birisi olan Arslan Koyçiyev, tarih alanındaki uzmanlığını edebiyatla bütünleştirerek başarılı eserler ortaya koymaktadır. Yazdığı eserlerde tasviri çok başarılı bir şekilde kullanan yazar, okuyucuyu hikâyenin içerisine çekmeyi başarmaktadır. Birçok edebiyat eleştirmeni tarafından övgüye layık görülen Koyçiyev, tarihî dönemlerdeki hayat gerçekliğini ideolojiden uzak bir şekilde kaleme almıştır. Koyçiyev, eserlerinde halkın örf-âdet ve geleneklerini a

...Deniz kabardı. Bana sanki martıların gözyaşları, evet, sanki Sara'yı özleyen martıların gözyaşları mavi sularla karışmış ve dalgaları coşturmuştu. Aniden çok yakında bir deniz kızı gördüm. Melek gibi güzel bir varlık korkmadan, çekinmeden bana bakıyordu. Bir ya da iki adım ona doğru gittim. Şimdi aramızda çok kısa bir mesafe vardı. Bir adım daha ileri gitmek istediğimde, deniz kızı ilk önce yarıya kadar suyun üstüne çıktı ve sonra sırtüstü suya atladı. Bu benim için ilk uyarıydı: Daha fazla yaklaşmamı is

Yazarlar, sanatçılar genellikle eserleri ile değerlendirilir. Oysa onların eserlerinin arkasında bir insan olarak yaşadıkları da dikkate alınmalıdır. Bunu, film çekimlerindeki kamera arkasına benzetebiliriz. Ablam Ustam Emine IŞINSU, ilk sayfalarda listesini verdiğimiz kitapların yazarıdır. Ancak yazarlığının öncesinde o bir annedir, evi, eşi, çocukları vardır. Töre dergisinin yöneticisidir. Yetenekli gördüğü kişileri yazmaya yönlendiren, teşvik eden, onları edebî alanlarda gelişmeleri için ellerinden tutan

Mahmud Hoca Behbudî, XX. yüzyılın başlarında Türkistan'daki sosyopolitik hareketin en büyük figürü olarak ortaya çıkmıştır. Özbek kültürünün yeniden şekillendiricisi olarak bağımsız bir cumhuriyet fikrinin savunucusu, yeni bir okul fikrinin teorisyeni ve uygulayıcısı olmaya çalışmıştır. Ayrıca ortaya koyduğu eserlerle Özbek dramını başlatan gazeteci ve Türkistanlı Ceditci olarak tanınmıştır. O, Ceditçilerin lideri ve Türkistan Milli Muhtariyeti'nin kurucularından biridir. * * * Türkistan'ın eğitimine destek

İBRAHİM TERZİOĞLU Bin derdimi Bir dert ile ölçerim, Bir dert için Binbir dertten geçerim... HÜMA KUŞUM! Yüreğimde küçük bir kuş var pır pır eder gülüm, Kaf Dağı'na uçmaya! Bin bir renkli kanatlarını çırparak umutsuza, bin bir umut sunmaya! Yükseklerden şakırdayan ses, Hüma, Yüreğimi kanatlandıran Hüma... Hiç yorulmaz; uçar durur semada. Bekleyip durur, yüreğime konmayı.... Hüma kuşum gel, gönlüme kon artık... Yağmur olup, yüreğime dol artık!

Edebiyat sayesinde hayatın önümüze koyduğu engelleri aşarak Özbekistan'ı ve Özbekleri tanıtmaya çalıştığımız bu kitapta yabancı bir halk değil, kendinizi bulacaksınız. Özbekistan edebi hayatında hikâye ve kıssa (uzun hikâye) yazarı o kadar çoktur ki otuz - kırk örnekle Özbek edebiyatında hikâye hakkında ancak bir fikir verilebilir. Hikâyelerdeki misafirperverlik, büyüğe saygı gibi milli hasletlerimizin yazarlar tarafından abartıldığını düşünebilirsiniz. Ancak bu iki milli hasletimizi anlatan hikâyelerde k