Küçük yaşlardan itibaren çevresinde yaşanan olaylar şaşkına çevirir çocukları. Gördükleri,duydukları,okudukları ve öğrendikleri hayretini artırdıkça Allah'ın büyüklüğüne olan inancı ve O'na kul olmanın verdiği mutluluk da artar. Seni Çok Seviyorum Allah'ım serisinde yer alan kitaplar Allah'ın varlığı ve büyüklüğü, Allah'ın her an bizleri gördüğü, Allah'ın her bir varlığı amacına uygun bir suret ve özellikte yarattığı, Allah'a nasıl teşekkür edilebileceği ve ahiret hayatının varlığı ve güzelliği gibi konula

Üç kardeş büyük bir heyecanla başlamış işe. Yedi Ay sonra Yunus Dede'yi davet etmişler. Yorgun ama mutlu bir şekilde, -Kitapları gece gündüz demeden okuyup bitirdik, her dolaptaki kitapların ana fikrini ortaya çıkardık Yunus Dede. Bundan sonrasını halletmek size düşüyor, demişler. Yunus Dede yirmi bir cümleyi bir bir okumuş. Sakalını sıvazlayarak derin derin düşünmüş. Neden sonra nurani yüzü aydınlanmış. -Şifreyi bulduk canlar! Her cümlenin ilk harfini yan yana getirdik mi şifre ortaya çıkıyor. Üç kardeş he

Damda yalnız kaldım. Bu, benim için hiç de iyi değildi. Çünkü canım oyun oynamak istiyordu. Kapıya doğru bir hamle yaptım. Baktım, kapı kapalı. Bir hamle daha yaptım, yine açamadım kapıyı. Canım sıkıldı. İlk günden kendimi kapana kısılmış gibi hissettim. Bir yandan kapıyı tırmalıyor, bir yandan avazım çıktığı kadar bağırıyordum: -Açın kapıyı! Ben daha oyun kedisiyim! Sizinle oynamak istiyorum... Böyle demek istiyordum ama ağzımdan sadece miyav... sesi çıkıyordu. O da zayıf, cılız bir ses... Bir bebek ses

Ömer Seyfettin, Türk hikayeciliğinin en önemli isimlerinden biri. Onun hikayeleri aynı zamanda kültürümüzün, tarihimizin, kahramanlarımızın, şehirlerimizin, Anadolumuzun; yani toplumsal hafızamızın hikayeleri. Bir çok hikayesi bulunan Ömer Seyfettin'in en meşhur ve çocuklar için en uygun mesajlar içeren hikâyelerinden bir seçki yaptık. Elinizdeki kitapta bulunan hikayeler ise şunlar: - Yalnız Efe - İlk Düşen Ak - Türkçe Reçete - Horoz

Bugün gördüklerim dünkü kaldığı yerde başladı. Bayılmıştım. Benden sonra Aşk Aynası da derin bir ah çekerek bayılmış olduğundan onu saraya beni evime getirmişler. Kendime geldiğimde ihtiyar kahin üzüntülü gözlerle yüzüme bakıyordu. Kararımı vermiştim. Eğer Aşk Aynası'nın sorunlarına cevap veremezsem intihar edecektim. Kahinle birlikte soruları değerlendirdik. Ona bu sorulara nasıl cevap vereceğimi sordum. Dedi ki: Oğlum! Bu soruların cevabını ancak Cünun Vadisi'nde yaşayanlar bilir. İyi güzel ama bu vadi ne

Kur'an-ı Kerim'de Rabbimiz, Ey inananlar! And olsun ki, Allah'a ve ahiret gününe kavuşmayı umanlar ve Allah'ı çok anan kimseler için Resulullah en güzel örnektir. buyurmaktadır.Her mümin bir hidayet rehberi olan Peygamber Efendimizi örnek almak, onun gösterdiği yolda yürümek ister. Biz de çocuklarımıza Peygamber Efendimizin örnekliğini anlatmak ve aydınlattığı o geniş nurlu yolda kolayca yürümelerini sağlamak için elinizdeki kitabı hazırladık.Her hadisin biz ümmet fertlerine yapılmış bir tavsiye ve vasiyet

Kadınlar Züleyha'nın evinden döndükten sonra aşk şarabıyla sarhoş olup susmayı bilmeyen bülbül gibi şakıyorlardı. Her biri Yusuf'un güzelliğinin gönüllü meddahı olmuş, çarşı pazar Yusuf'u anlatıyorlardı. Gördükleri her kıza, kadına kendilerinden geçerek ondan övgülerle bahsediyorlardı. Onun güzelliğini tarif etmeye kelimeleri kifayet etmese de, beden dilleriyle, seslerine yansıyan coşku ve heyecanlarıyla muhataplarının gönlüne Yusuf sevdası nakşediyorlardı.Onu anlatınca kanatlanan kuşlar, neşeden yerlerinde

Yusuf Dursun'un beklenen romanı Cennet Kapısı Çanakkale, Nar Yayınları'ndan çıktı. Özellikle Çocuk Edebiyatı sahasındaki eserleriyle tanınan Yusuf Dursun, bu sefer bir Çanakkale romanına imza attı. Cennet Kapısı Çanakkale kitabı, 8. sınıf öğrencisi üç çocuğun Çanakkale gezisi sırasında başlarından geçen sıradışı olaylar zinciri etrafında kurgulanmış. Rehberin verdiği bilgilerle Çanakkale savaşlarının yaşandığı yerleri gezmektedir çocuklar. Çanakkale savaşları sırasında kullanılan gerçek bir topun namlusunu

Günlerden bir gün Ömer Kaptan, sık sık yanında balığa çıkardığı oğlu Mehmet için de küçük bir kayık yaptı. Bu da senin teknen olsun oğlum dedi. Artık sen de büyük bir balıkçı olacaksın. Daha şimdiden yalnız başına denize açılmayı ve balık tutmayı öğrenmelisin. Balıkçının oğlu, balıkçı olur elbette.Bizim soyumuzda nice ünlü kaptanlar gelip geçmiştir. Sıra sana geliyor. İnşaallah, bereketli avlar ele geçirirsin.

Usta kalem Bestami Yazgan, yüreğindeki sevimli çocuğu konuşturmuş.Cıvıl cıvıl konuları, pırıltılı bir anlatımla sunuyor bizlere. Hiç unutamadığımız okula ilk gidişimiz, sonra 23 Nisanlar, her şeyimizi paylaştığımız arkadaşlar ve her zaman coşkuyla söylediğimiz İstiklal Marşı'mız... Annelerimiz, babalarımız ve öğretmenlerimizin duygularını bir sevgi mektubu sıcaklığıyla iletiyor bizlere.Ne dersiniz, zarfın kapağını açalım mı?

Ne zaman Gönül fotoğrafı çektirsem Öyle ışıklı Öyle yakışıklı Çıkıyor ki yüreğim Hiç sorma! Nakış nakış oya oya Her yerinde sen varsın ya!

Çocuk edebiyatının usta kalemlerinden Bestami Yazgan, çocuk yüreğindeki masal bahçesinden yeni çiçekler sunmaya devam ediyor. Bu masallar doğallığı, sıcaklığı ve rengiyle bizim masallarımız. Masalların konusu kadar anlatımı da güzel. Kelime ve cümleler, bir pınar ahengiyle akıyor dudağımızdan. Yazarın aynı zamanda şair olması anlatıma ayrı bir güzellik katmış. Biz diyoruz ki: Artık yeni masallar için Kafdağına gitmenize gerek yok. Bestami Yazgan, Kafdağındaki en güzel masaları sizler için yazmış.

Eflatun Cem Güney, masal ırmağının temiz bir kanaldan akarak çocuklara ulaşmasına çok büyük katkılarda bulunmuş bir yazarımızdır. Elinizdeki kitap, Milletler Arası Andersen ödülüne de sahiptir. Yazar edebiyatımızda hak ettiği yeri almış ve geriye okunacak onlarca eser bırakmıştır.

Her saadet bir zaman sonra zevâle erer. dedi. Bâki olan Allah'dır. Sonra namaza durdu. Sanki İsfahan'da kılacağı sayılı namazlardan birini kılar gibiydi. Namazın hitamında Kuruntular huzursuzluk verir. diye söylendi kendi kendine. Oturup çalışmanın son ana son nefese kadar hizmet etmenin şart olduğunu bilmeliydi insan. Sızlayan ayaklarıyla geniş odanın öbür köşesindeki oymalı çekmeceyi açtı. Birbirine karışmış kâğıtları desteleyip çıkarttı. Okkasını divitini aldı eline. Diz kırıp oturdu. Yıllarını verdiği