İktisatçılar, kapitalizmin rahipleri. Eleştirirken bile yücelttikleri modern ekonominin yol açtığı insani tahribatı roman teşhir ediyor. Bilimlerin en hası romanbilimdir. Tabiat ve toplum bilimleri dünyanın ve toplumun dış gerçekliğini araştırırlar. Şeytanın doğrudan müdahil olduğu iç gerçekliğin esrarı ise şiir, hikâye ve romanlardadır. Fizik okuyarak dünyayı/evreni, toplumbilim okuyarak toplumu/insanlığı; her iki durumda da ötekini tanımaya çalışırız. Şiir/öykü/roman okuyarak da kendimizi tanırız. Kendini

Fütüvvet; gençlik, yiğitlik, cömertlik demek. İnsanlarla barışık yaşamak, dostların kusuruna bakmamak. Âdem gibi melul, Nuh gibi iyi, İbrahim gibi vefalı, İsmail gibi dürüst, Musa gibi ihlaslı, Eyyûb gibi sabırlı, Davud gibi cömert, Muhammed gibi merhametli, Ebubekir gibi hamiyetli, Ömer gibi adaletli, Osman gibi hayâlı, Ali gibi bilgili olmak. O halde, kapitalizmin zirve çağında bir fütüvvetnâme yazmak, suya nakışlar çizmekten farksız. Ben de böylesine bir çocukluk peşindeyim işte, hayvani ruhlar ara

Soğuk savaşın sonu ve iki Almanya'nın (İki Avrupa'nın) birleşmesiyle Amerikan hegemonyası bitti; yeni bir güçler dengesi dönemine girdik. Üç iktisadi blok ortaya çıktı: Kuzey Amerika ,Batı Avrupa ve doğu Asya. ABD Ekonomik pençeleri sökülen siyasi askeri dev;diğerleri siyasi askeri pençeleri henüz oluşmamış ekonomik devler. Yirmibirinci yüzyıl bu üç blok arasında kıran kırana ticaret savaşlarına sahne olacak. Kapitalist sistemin geçmişindeki bütün ticaret savaşları askeri savaşlarla sonuçlandı ve nihai sava