Mecnun gelip Leyla'yı bize sorduğunda Hayyam gelip şarabımızı çaldığında bir nefeste sönen mumlar gibi yandığımızda kanımızı döküp şarap edelim şarap içelim... *** Ölüm gelip bizi bulana kadar biz ölümün kalbine girene kadar aşk ile bakışan âşıklar kör olana kadar kum saati kırılana, zaman çıldırana kadar şarap içelim... *** Ciğerlerimize kan dolana kadar ciğerlerimiz parça parça olana kadar şarap içelim... Çöl kadar sessiz bir ses dururken içimizde sessiz sessiz çığlıklar atarken seherin bi

Gam tutkunlarına sor ki, geceler kaç saattir Hüzün cennetlerinde Akdeniz soluklu çocuk Ağıt mendilleri yakıyor Toprağı ısıtmak istiyor hüzünler ikliminde Boyu geceler boyunca uzuyor senin ikliminde Sevdikçe yitirdiğini arıyor seni sevdikçe Gönlüme dokunmuş solgun isyan ateşlerinde Uzun geceleri boyunca Boylu boyunca ağlıyor Bitmeyen bir şiir soluğu sesinde yalvarıyor Gitme kal bu gönülde

Duran arabadan sağ ön koltuktan Hacı Murat iner. Gün tepededir. Çevreden kuş sesleri duyulmaktadır. Şoför koltuğundan inen adam arabanın bagajını açar. Bagajda elleri arkadan bağlanmış gözler siyah bezle ve ağzı bağlanmış, üzeri çıplak bir adam vardır. Adamın sırtından beline doğru çapraz koyu bir morluk bulunmaktadır. Şoför bagajdaki adamı ellerine bağlı ipten tutup serte çekerek bagajdan aşağıya düşürür. Yerde elleri arkadan bağlı adamı saçından tutup ayağa kaldırır. Ayağa kalkan adam ve şoför yürümeye ba