Malenkie Zhenschiny Yazar: Louisa May Alcott YAYINEVİ: AST Basım Yılı: 2021 Sayfa Sayısı : 384 Cilt Durumu: Ciltsiz "Malenkie zhenschiny" – semejnaja saga, povestvujuschaja o sudbakh chetyrekh sester March – dobroserdechnoj krasavitsy Meg, talantlivoj fantazerki Dzho, krotkoj i nezhnoj Bet i "sorvantsa v jubke" Emmi.…Grazhdanskaja vojna idet daleko na Juge, no ee groznye otgoloski dostigli i druzhnoj semi nebogatogo provintsialnogo pastora Marcha – sam on ushel na front polkovym svjaschennikom, i zhena s do

Prezhde chem stat vsemirno izvestnym avtorom literatury dlja junoshestva, amerikanka Luiza Mej Olkott (1832-1888) rabotala medsestroj vo vremja Grazhdanskoj vojny, borolas s rabstvom, byla odnoj iz pervykh uchastnits dvizhenija za predostavlenie zhenschinam izbiratelnykh prav. Ona smotrela na mir i pisala o nem tak zhe, kak zhila, — s veroj v buduschee, s ljubovju i sostradaniem k ljudjam. Vernost zhiznennoj pravde i vysokim idealam, jumor i neugasimyj optimizm vsegda budut privlekat k ee knigam junykh i vz

Don't laugh at the spinsters, dear girls, for often very tender, tragic romances are hidden away in the hearts that beat so quietly under the sober gowns, and many silent sacrifices of youth, health, ambition, love itself, make the faded faces beautiful in God's sight. Even the sad, sour sisters should be kindly dealt with, because they have missed the sweetest part of life, if for no other reason. And looking at them with compassion, not contempt, girls in their bloom should remember that they too may miss

Her biri kendi hayatlarını kendi bildikleri gibi yaşamaya kararlı March kardeşlerin hikâyesi, Küçük Kadınlar'ın devamı olan ve üç yıl sonrasına odaklanan bu kitapla devam ediyor. Düğün hazırlıkları yapan Meg, edebî kariyerine adım atan Jo, eski sağlıklı günlerine dönmek için çabalayan Beth ve halasının peşinde dünyayı gezmeye hevesli Amy. Fakat kızlar ve hayalleri arasındaki birtakım engeller, onları tahminlerinin de ötesinde hayal kırıklıklarıyla yüzleştirir. İyi Eşler 1868'de, Küçük Kadınlar'dan iki yı

Louisa May Alcott'ın 1868'de yayımlanan ölümsüz yapıtı Küçük Kadınlar'ın kuşaklar boyu her yaştan okuru büyülemesinde, aile hayatını idealleştirmesinin ve her çağda geçerliliğini koruyan evrensel temaları kucaklamasının rolü vardır kuşkusuz. Sevgi, dayanışma, ölüm, savaş ve barış, insanın kendi idealleriyle ailesine ve topluma karşı sorumluluğu arasındaki çatışma romanın başlıca temalarını oluşturur. Erkek çocuğu gibi davranan yazar adayı Jo, güzel kıyafetlerin ve zenginliğin özlemini duyan Meg, narin ve kı

Küçük Kadınlar kitabından tanıdığımız Jo büyümüş, evlenmiş ve Plumefield'da kocası Fritz Bhaer ile bir okul açmıştır. Amacı burada geleceğin beyefendilerini olduğu kadar hanımefendilerini de yetiştirmek isteyen Bayan Jo, aynı zamanda okulun kapılarını kimsesiz ama yetenekli çocuklara da açmaktadır. Bunlardan birisi Nat ve bir diğeri de Dan'dir. Sevginin yapamayacağı hiçbir şey olmadığını gösteren bu öykü, okurken içinizi ısıtacak. Çünkü sevgi her toprakta büyüyen bir çiçeğe benzer, güz ayazında ya da

This is the story of Rose Campbell, an orphan and lonely girl who has to learn to live with her great aunts. The aunts have different ideas about how to raise her. Her uncle Alec, a doctor, becomes her protector and looks after Rose as if she is his daughter. She also has seven male cousins who all have different kinds of characters. They all love Rose. Once a shy, sickly, unhappy child blossoms into a caring, happy, healthy girl.

Küçük bir kentte yaşayan March ailesinin çok farklı karakterlerde dört kızı vardır. Kızların en büyüğü o kadar güzel ve zariftir ki, çevrenin dikkati her zaman onun üzerindedir. Ortanca kızlardan biri heyecanlı ve haşarı bir çılgın, diğeri ise melek gibi bir kalbi olduğu yüzünden okunan yumuşak huylu bir genç hanımdır. En küçükleri ise daha ilk gençliğe bile ulaşamamasına karşın tam bir küçük hanımefendidir. Ailenin mutlu yaşamı, babalarının savaşa gitmesiyle gölgelenir. Ancak kızlar, çok akıllı bir kadın o

Nat, erik bahçesine herkes tarafından samimi, içten duygularla çok iyi karşılanmıştı. Bu yaklaşım tarzı onu çok mutlu etmişti. Ona kapıyı açan hizmetçiye, Mister laurence'nin evin hanıma gönderdiği mektubu verdi. Salonda, kendisine gösterilen yere oturup, beklemeye başladı.

Halının üzerinde uzanmış yatan Jo, Hediyesiz Noel, hiç de Noel'e benzemiyor diye homurdandı. Meg eski elbisesine bakıp içini çekti, Fakir olmak çok korkunç şey! dedi. Küçük Amy incinmiş bir burun çekmesiyle söze karıştı, Bazı kızların birçok güzel şeyinin olması, diğerlerinin de hiçbir şey olmamasının haklı bir iş olduğunu zannetmiyorum. Beth oturduğu köşeden kanaatkar bir tabırla konuştu, Bizim de annemiz, babamız ve birbirimiz var.

Jo, halının üzerine uzanmış, ``Hediyesiz Noel olur mu hiç?`` diye söyleniyordu Meg, eskimiş giysilerine bakarak içini çekti ve ``Fakir olmak ne kötü!`` dedi. Küçük Amy burnunu çekerek ``Bazı kızların bir sürü şeyi varken bazılarının hiçbir şeyinin olmaması bana hiç de adil gelmiyor,`` diye onlara katıldı.

Yırtık pırtık giysili çocuk, otobüsün kendisini önünde bıraktığı bahçe kapısını açan adama, Affedersiniz efendim, burası Plumfield mi? diye sordu. Evet, dedi adam. Seni kim yolladı? Bay Laurence. Hanımefendiye ondan bir mektup getirdim. Pekala, eve gir de mektubu hanıma ver. O seninle ilgilenicektir yavrum.