Bir okuyucum bana şu: Sen yazdığın gibi ibadet edebiliyor musun diye bir soru sorsa; şu anda hayır derim. Ben 90 yaşındayım ve eskiden namaz kıldığım Arapça ve Türkçe namaz sureleri beyninde adeta çakılı. Onları bir anda silip atmak olanaksız. Eşim, Türkçe ayetlerle namaz kılmaya çalışıyor. Yazdıklarım gibi, ben de namaz kılacağım amma; zorunlu olarak yazmayı düşündüğüm bir iki kitap var. (Kısmet olursa) Tabii ki yazdıklarım gibi ben de; Türkçe ibadet edeceğim.

Milletlerin kültürü ile yoğrularak, bilim ve teknolojiye de uyumlu biçimde gelişen sanat, petrogliflerden günümüze kadar hayatın vazgeçilmezi olmuş ve günümüzde daha kolay ulaşılabilir hale gelmeye başlamıştır. Sanat toplumlardan toplumlara, zamandan zamana, üsluptan üsluba farklılıklar göstermiştir. Çeşitlilik açısından bakıldığında sanat kendini birçok formda gösterivermiştir. Kimi zaman müzikte, kimi zaman resimde, kimi zaman mimaride, grafikte, heykelde vb. kendine beden bulan sanat çeşitli alanlarla da

Kur'an'daki Mucize Gibi Ayetler ve Olaylar Bilim ve Akıl ile Asla Çelişmez! Çünkü, Kur'an Çağın İlerisinde, Bilim ise Kur'an'ın Gerisindedir!

Hurafeler yerine Kur'an'daki dinin gerçeklerini uygulat! Çünkü Atatürk Diyanet İşleri Başkanlığını kendisine lanet etmeniz için değil, Kur'an'daki dinin gerçeklerinin uygulanması için kurdu!

Ben, önsözde de belirttiğim gibi 90 yaşındayım ve Arapça da bilmem.Benim bilgi kaynağım okuduğum: Türkçe Ku'ran-ı Kerim Mealleri kitaplarıdır.Bu kitaplarda aradığım her sorunun yanıtını buluyorum.Çünkü Yüce Allah'ımız: Biz bu kitapta hiçbir şeyi eksik bırakmadık. (Enam suresi 38. ayet) diyor.Kur'an'ı Arapça okuyanlar okuduklarını anladıklarını sanırlar amma asla anlayamazlar!Gelmiş ve geçmiş Diyanet İşleri Başkanları Arapça okudukları Kur'an'ı anlamış olsalardı, -Sabah akşam ve geceye yakın bir vakitte nama