Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 37 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1
Kıraç bir tepeye sırtını dayamış, masalsı evleriyle görenin bir daha unutamadığı Kuşlu Köy’ün insanları, her köylünün ormanda bir kuşu olduğuna inanırmış. Ormana giren her köylünün başının çevresinde dans eden kuşun taşkın çığlığı, en inanmayan insanda bile şaşkınlık yaratırmış. Sonradan neler yaşanmış da kuşlar küsüp gitmişler, bugünün insanları bilmezmiş... Günün birinde yeşil, dağınık saçlı bir kadın, pembe bisikletiyle köy yoluna sapmış. Tombul Oğlan, eteklerinden salkım salkım çiçekler dökülen, saçları
260 TL.
BİRAZ KAKAO, BİRAZ ŞEKER, BİRAZ SU Gözlerinizi kapatın ve teknolojik bir taksinin içinde olduğunuzu hayal edin. Koltuğa oturduğunuz anda burnunuza mimoza kokuları geliyor, ıpılık bir müzik yüzünüzü okşuyor, internetiniz hazır ve elinizde de sımsıcak bir çikolata. Ne dersiniz, bu taksi ile dolaşmak istemezmiydiniz? O zaman siz artık kitabımızın kahramanı, güleç ve başına buyruk su oldunuz. Unutmayın, sokaklarda dans eden bir trapezciye aşıksınız ve sütannenizi bulmak istiyorsunuz. Sıcak çikolatalı yolculuğun
195 TL.
´Kısa öyküler yazar Sevim Ak. Okuyup hemen tüketiverirsiniz. Ama öyküden başınızı kaldırdığınızda yüreğinizde bıraktığı tat uzun süre saklı kalır. Pembe Kuşa Ne Oldu öyküsünde, çocuk, gökkuşağını ve gökyüzünden gelen sesi paylaşabileceği birini arar; ancak, ona kimse inanmaz. Göğsünde taşıdığı pembe kuşunu gökyüzüne salar. Kuş, ona gökyüzünden haber getirecektir. Günlerce beklenen kuş geri dönmez. Ama başka şeyler olur. Aynı sesi duyan bir arkadaş bulur. İşte ondan sonra ne kuştan ne de gökkuşağından hiç sö
102 TL.
Onlar İçin güneş hiç batmıyor Belki büyük kentlerden birinde yaşıyorsunuz; geziyor, eğleniyor, en çok iki arkadaşınızla okul sıranızı paylaşıyorsunuz. Belki kendi bilgisayarınız bile var. Şanslısınız Ama tanımadığınız, adlarını bile bilmediğiniz, sizinle aynı gökyüzünü paylaşan birçok arkadaşınız da var ülkemizde. Onlar kalabalık aileleriyle, çoğu zaman çığdan, selden kapanmış yollardan geçemeyip okula gidemeden tarlalarda, bahçelerde çalışarak, yemek pişirip koyun güderek, tezek toplayarak günü kurtarmaya
155 TL.
Tükendi
Kapımı rüzgâra, çatımı bulutlara açtım. Haber gelsin, bana uğramadan gitmesin. Bilgin'in en büyük kâbusuydu sayılar. Sayılar ve kendisinden sürekli 'adına yakışır' başarılar bekleyen bakışlar. O bakışların karşısında silikleşmek, bir salyangoz gibi kabuğuna çekilmek isterdi Bilgin. Hislerini sadece babaannesi anlıyordu sanki. Bir gün, sınıfına yeni bir çocuk geldi. Savaşı yaşamış, evinden ve ailesinden uzaklara düşmüş, bakışlarıyla hayat dolu Musa. Yanı başındaki ailesinden bile kendini uzakta hisseden Bil
185 TL.
Gülüş, şeker mi şeker bir kızdır. Evin tek kızı olmasına karşın, yalnız kalmaya hiç niyeti yoktur. Müzede çalışan halasıyla, annelerini kaybetmiş, yüreği yaralı yavru köpeklerle, Odasında aniden canlanan heykelcikle, sıkıcı emeklilik günlerini renklendirmek isteyen bay fonti'yle ve Tonton dedesiyle kurduğu dostluk, Onu birbirinden keyifli serüvenlere sürükler... çilekli dondurmadaki güzel öykülerin tadı, damağınızda kalacak...
115 TL.
Yeşil, mavi, pembe noktalı kelebekler, duvarları süsleyen suluboya resimler, taşlı süsüyle ışıldayan deniz mavisi mayo, bembeyaz bayramlık elbise, uzaktan kumandalı araba, birbirinden şirin civcivler, mavi kapaklı şiir kitabı, daha neler neler... Yaşadığımız dünyaya dair binbir ayrıntı yine Sevim Ak'ın hünerli kaleminden dökülmüş sözcüklerde, birbirinden güzel öykülerde; okumaya doyamayacaksınız...
115 TL.
Dedem, tahtaya neşeli bir kaptan köşkü çizdi. Penceresinin önünde deniz kuşları uçuyordu. Köşkün duvarlarına leyleklerin gagalarında tuttuğu haritalar asılmıştı. Barometreyi bir yunus, pusulayı bir fok taşıyordu. Dümenin uçlarına sevimli deniz hayvanları yerleşmişti. Kaptanın sırtında renkli kanatları vardı. Beline yılan balığını kemer gibi dolamıştı. Bu resim öğretmenin çok hoşuna gitti. ´Bu köşkün aynısını yapalım,´ dedi. Dedem çok heyecanlandı. Öğretmenimizin elini tuttu. Zarif bir öpücük bıraktı. ´Bunu
100 TL.
Toto, on iki yaşında, ele avuca sığmaz sevimli bir çocuk. Hiç yerinde duramayan, aklına koyduğu her şeyi hemen gerçekleştirmeye çalışan sevimli bir afacan. Kitaptaki bütün öyküler, bu küçük yaramazın başından geçen birer ayrı serüven. Toto ve Şemsiyesi, öykülerden oluşan bir roman sanki. Sevim Ak, o her zamanki ustalığıyla çocukların dünyasına sokuluveriyor. Bir bakıyorsunuz Toto, o vazgeçemediği şemsiyesiyle kaleci olarak futbol maçına çıkıyor, bir bakıyorsunuz evinin damında numaralar yapıyor, bir bakıyor
100 TL.
Bay Togo'nun Toto, Mimi, Selo, Lolo, Teo'lu sınıfında eğlenmek için çok neden bulacaksınız! Yeni arkadaşları Lumbo'nun suskunluğu, bir türlü yerine ulaşmayan çiçek buketi, Toto'nun bilimsel hayali, sırlar evinde göz göze gelemeyen çocukların düştüğü oyun... Kıkır kıkır güldürürken meraklandıracak da...
110 TL.
Satır arasındaki sırlar Afi büyüme yolculuğundaki zorlukları taban tabana zıt İkizi Koziyle aşmaya çalışıyor. Masal anlatıcısı kızı, parmaksız küçük devi, yersiz yurtsuz sihirbazı tanıdıkça seçimlerini netleştiriyor, özgürleşiyor.
160 TL.
Hayallerle büyüdüm ben. Çatılarda, bulutlarda gezdim, bıçak sapından mikrofonumu kaptım, otomobillerin üstünde, gökdelenlerin tepelerinde şarkılar söyledim. Şimdi usulca insem yere... Okula gitsem, harfleri, sayıları yan yana getirsem, maket ev yapsam, kanat taksam, kelebek olsam, kitapların dilini çözsem Eksikliğim vurulmasa yüzüme... Yok sayılmasam... Sen de bizim gibisin, dense... Kulağın zayıf ama bizden iyi görüyorsun, iyi hissediyorsun, iyi kalpli bir çocuksun, deseler... Davul sağırı değil kulaklarım
143 TL.
Bugün annem, ilk kez, ben sormadan, babamdan söz etti. Doğum günümden konuşuyorduk. İki gün sonra doğum günüm. Annem, babamın da doğum günüme gelebileceğinden üstü kapalı söz etti. Nereden biliyor? Demek benden gizli görüşüyorlar. Ben de annemden gizli, babamla mektuplaşıyorum. Ama üçümüz bir araya gelemiyoruz. Tuhaf bir bilmece. Babam doğum günüme gelirse sevinçten çıldırırım. Boynuna sarılır, asla gitmesine izin vermem. Babamın Gözleri Kedi Gözleri, ilkokula giden bir kız çocuğunun günlüğünden oluşan bir
115 TL.
Sakız, sekiz yaşında bir kız çocuğu. Annesi, babası, kardeşi Nazlı ve Yusuf adını koyduğu semenderiyle bir ara sokaktaki apartman dairesinde yaşıyor. Üçüncü sınıfa gidiyor; evlerine en yakın okula. Babasının küçük bir şekerci dükkanı var. Sakız´ın bu dükkana gitmesi artık yasak. Çünkü çok şeker yemekten iki dişi sağlam kaldı; ötekilerin hepsi çürük. Utangaç bir kız Sakız. Konuşurken yüzü çilek gibi kızarır. Miniciktir. Ama boyunun kısalığından hiç yakınmaz. Sakız Kızın Günleri -okuyunca siz de göreceksiniz-
119 TL.
Sevim Ak, bu kitabındaki öyküleri, küçük bir kız çocuğunun ağzından anlatıyor. Eski sinemacı Artist Kenan´ın yardımıyla, evin odunluğunda bir sinema salonu hazırlıyor çocuklar. Kenan Amca da sinema makinesini yerleştiriyor oraya. İlk gösterilen film ´Yüzbir Dalmaçyalı´dır. Sonra, mahalledeki ayakkabı tamircisi Hasan Usta´nın dükkânındaki oyuncaklar. Kuşlar Kralı Nikola öyküsündeki, kuşlar gibi uçmaya çalışan küçük Cem. Pembe geceliği, pembe ponponlu terlikleriyle odasından hiç çıkmayan, korku romanları okuy
105 TL.
Otizmli bir kardeş, bir fil ve bir kaykaycı! Gel çık işin içinden! Çağdaş çocuk edebiyatımızın en sevilen yazarlarından Sevim Ak, son romanıyla Günışığı Kitaplığı okurlarını selamlıyor. Otizmli kardeşini yaşamının merkezi kılabilen bir çocuğun narin kalbine dokunan yazar, olaylar karşısında sesi gür çıkmayanların sunabildiği sessiz ve derin sevgiyi duyumsatıyor. Modern zamanların işi başından aşkın yetişkinleriyle, çocukların naif dünyası arasındaki farkı büyük bir ustalıkla vurgulayan kitap, sorumluluk du
155 TL.
Çürük Yumurta Kenti'nin en gevezeleri kimlermiş, biliyor musunuz? Nereden bileceksiniz hadi ben söyleyeyim: Günlerini kent meydanlarındaki sakız ağcında çan çan konuşarak geçiren iki kargaymış. Birinin adı Tiktak, ötekininki Tıkıtık'mış.Kent halkı bu iki karganın sinir bozucu konuşmalarından usanmış, çareyi, meydandan kilometrelerce uzağa taşınmakta bulmuş. Meydandaki dükkan sahipleri ise kolay kolay faka basacağa benzemiyorlarmış. Günlerden bir gün kasabaya bir turist topluluğu gelmiş. Yaşlı bir turist bu
150 TL.
KAYIP ARANIYOR! MERT, PARA BOZDURMAK İÇİN BABASININ DÜKKÂNINDAN ÇIKAR VE BİR DAHA GERİ DÖNMEZ. MERTİN KAYBOLUŞUNUN ÖYKÜSÜNÜ HEM AİLESİNİN HEM DE KENDİ AĞZINDAN DİNLİYORUZ.
150 TL.
Çakıl taşlarında okyanusları, adaları, ada insanlarını görür gibi oldu. Sudaki yol izlerinin öyküsünü yakından gözlemek istercesine avuçladı taşları. Avucunda, suyun altındaki pırıltılarını, canlılığı, en kötüsü öykülerini yitirmişlerdi. Yeşil renklisinin mor renkliyle hiçbir benzerliği yoktu. Sarısının da kestane renkliyle, damarlarını,yumuşaklıklarını, pütürlerini, kayganlıklarını tarttı. Benzersizdi her biri. Herkes gidişi belirsiz bir yolculuğa çıkmıştı. Tanın yoluyla çakıl taşlarının yolculuğu o an kes
170 TL.
Balık Tarlası Sokağı insanları, çocukların balıklarla konuştuğu zamanları anlatır. Bizim çekingen Melo da bu zamanın öykülerini işiterek büyüdü. Hatta bir gün, o da bir balıkla göz göze gelmeyi başardı. Pıtır adını verdiği yüzgeçli dostuna anlatacak öyle çok şey vardı ki. Alınganlıklar, hayal kırıklıkları... Ancak Pıtır gelmez oldu. Denizde yolunda gitmeyen bir şeyler vardı ve kimse bunun farkında değildi. Derken Melo, yıllar önce savaştan kaçıp mahalleye göç etmiş Tisu Teyze'yle tanıştı. Aranan cesaret soh
143 TL.
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 37 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1