Memleket yangın yeriydi. Genç yaşlı, kadın erkek demeden tüm toplum büyük bir kargaşanın eşiğinde, sahip olduğu her şeyi kaybetmek üzereydi. Düşman dört bir yanda, yıllarca komşu görünenler pusuda, asker yorgun, açlık kapıdaydı... Tüm bunlara dur demenin vakti gelmiş de geçiyordu. Anneler, babalar, gençler, çocuklar ve yaşlılar millî mücadelenin korkmaz bir neferi olarak vatanı korumak, düşmanları ülkeden kovmak ve özgür bir gelecek uğruna o büyük önderin, Mustafa Kemal'in peşinden gitmeye hazırlanıyordu.

Karşımıza bir peri çıkıp DİLE BENDEN NE DİLERSEN dese, neler neler sayıp dökmek gelir içimizden değil mi? Peki. sihirli değnek ya bizim elimizdeyse?

Merhaba! Söyleyin bakalım bugün ne iyilik yaptınız? Şimdi bu da nereden çıktı diyorsunuz, değil mi? Ablamın bana aldığı defterden. Her gün anılarımı yazarken tıpkı izciler gibi, Bugün ne iyilik yaptım? diye düşünüp dururum. Ne zor bir işmiş bilseniz. Düşünmek değil, asıl zor olan yaptığım işler içinde İyi bir şey bulmak! Yine de bana kulak verin. Bugün bir iyilik yapın. Neşelenmek için de bir tutam cadılığı içine katın.

Gençlik, insanın en deli çağı. Bir anda tutkuları esir alır kişiyi. Aşkın nefrete dönüştüğü de olur sıklıkla, nefretin aşka dönüştüğü de yaşanır az da olsa Hele uzak bir taşra şehrinden aşkının peşine düşüp, büyük kentin çamurlu yollarında çıkış arayanlar için hiç de kolay değildir dönemeçleri aşmak. İlk aşkın büyülü titreşimleri, anne-baba ayrılıklarının ağır baskısı, yürek çırpınışları Tüm gençlerin ortak haykırışı Bu romanda

Bu diziyle ilgili ilk çalışmam 1993 yılında Zaman Tüneli adıyla yayımlandı. İkiz kardeşler Bulut ile Yıldız, dedelerinin icat ettiği Zaman Makinesiyle çeşitli zaman dilimleri arasında dolaşıp ülkemizin birçok yerini görme olanağı buldular ve inanılmaz serüvenler yaşadılar. Yine de onların bu yolculukları bana yetersiz göründü. Böylece yeniden kaleme sarıldım. Yurdumuzun tüm güzelliklerini, tarih içindeki önemli söylencelerini öyküleştirerek yeniden oluşturduğum 5 kitaplık bu dizi bir bütünü tamamlayacak şek

Akan suyun önü kesilemez. Ne kadar önlemeye çalışsanız da öylesine bir nokta bulur ki kendine, akar gider biteviye Reyhan da incecik, çağıl çağıl bir su... Nazlı nazlı akmak istese de çayırların gönlüne, dev kayalar kesip durmuş yolunu. Akan suyun önü hiç kesilir mi dersiniz? Kesilmez elbet. Reyhan´a ne kayalar engel olmuş, ne dağlar, ne tepeler... Reyhan, kendi yolunu çizmeyi bilen bir genç kız. Yaşamına sahip çıkan, engelleri aşan, ayakları üzerinde durmayı başaran nicesinden biri... Reyhan... Yaşamını i

Gülmek mi istersiniz, düşünmek mi? İkisini aynı anda yapmaya ne dersiniz? İşte size üç kitap... FARAFARAFİLLİ sizi gülerken düşündürecek, düşünürken güldürecek Hazır mısınız?

Düşler, kişinin en dokunulmaz, en tükenmez zenginliğidir. Çocukluk düşlerimiz ise bu hazinenin en ışıltılı bölümünü oluşturur. Bir çocuk için güneşle dost olmak bile çok kolaydır düşlerde. Düşlerini sevdikleriyle paylaşmak ise bir başka zenginlik katar kişiye. Cengiz, böyle bir çocuk işte. Tüm güzelliklerin yaşamında özel bir yeri var. Güneş ise en iyi dostu, arkadaşı. Gün oluyor onu kimselerle paylaşmıyor, dünyayı karanlık bürüyor. Gün oluyor kucak kucak gün ışığını sevdiklerine sunuyor. Yaşamın gizlerini

Gülmek mi istersiniz, düşünmek mi? İkisini aynı anda yapmaya ne dersiniz? İşte size üç kitap... FARAFARAFİLLİ sizi gülerken düşündürecek, düşünürken güldürecek Hazır mısınız?

Kazıbilime gönül vermiş dokuz arkadaştılar. Kendilerine “Kafadenkler” adını takmışlardı. Onları bekleyen serüvenlerden habersiz ilk kampları için yola çıktılar... Ve bir gece, karanlığın içinde dumansı bir nesne belirdi. Ardında beyaz bir iz bırakarak uçuşan garip şe-kil, önlerinden kayarak geçti. Korkuyla bağrıştılar... “Hayalet!

Usta yazar Nur İçözü'nün yazmış olduğu Şipşirin Öyküler dizisi okumaya henüz başlayan çocuklarımızın okuma becerisini geliştirirken aynı zamanda onlar için okumayı daha eğlenceli hâle getirmek için hazırlanmıştır. Basit cümlelerden daha uzun cümlelere doğru ilerleyen metinler, özgün ve kaliteli görsel öğelerle desteklenerek çocuk okurların beğenisine sunulmaktadır.

Bu diziyle ilgili ilk çalışmam 1993 yılında Zaman Tüneli adıyla yayımlandı. İkiz kardeşler Bulut ile Yıldız, dedelerinin icat ettiği Zaman Makinesiyle çeşitli zaman dilimleri arasında dolaşıp ülkemizin birçok yerini görme olanağı buldular ve inanılmaz serüvenler yaşadılar. Yine de onların bu yolculukları bana yetersiz göründü. Böylece yeniden kaleme sarıldım. Yurdumuzun tüm güzelliklerini, tarih içindeki önemli söylencelerini öyküleştirerek yeniden oluşturduğum 5 kitaplık bu dizi bir bütünü tamamlayacak şek

Bu diziyle ilgili ilk çalışmam 1993 yılında Zaman Tüneli adıyla yayımlandı. İkiz kardeşler Bulut ile Yıldız, dedelerinin icat ettiği Zaman Makinesiyle çeşitli zaman dilimleri arasında dolaşıp ülkemizin birçok yerini görme olanağı buldular ve inanılmaz serüvenler yaşadılar. Yine de onların bu yolculukları bana yetersiz göründü. Böylece yeniden kaleme sarıldım. Yurdumuzun tüm güzelliklerini, tarih içindeki önemli söylencelerini öyküleştirerek yeniden oluşturduğum 5 kitaplık bu dizi bir bütünü tamamlayacak şek

Bu diziyle ilgili ilk çalışmam 1993 yılında Zaman Tüneli adıyla yayımlandı. İkiz kardeşler Bulut ile Yıldız, dedelerinin icat ettiği Zaman Makinesiyle çeşitli zaman dilimleri arasında dolaşıp ülkemizin birçok yerini görme olanağı buldular ve inanılmaz serüvenler yaşadılar. Yine de onların bu yolculukları bana yetersiz göründü. Böylece yeniden kaleme sarıldım. Yurdumuzun tüm güzelliklerini, tarih içindeki önemli söylencelerini öyküleştirerek yeniden oluşturduğum 5 kitaplık bu dizi bir bütünü tamamlayacak şek

Bu diziyle ilgili ilk çalışmam 1993 yılında Zaman Tüneli adıyla yayımlandı. İkiz kardeşler Bulut ile Yıldız, dedelerinin icat ettiği Zaman Makinesiyle çeşitli zaman dilimleri arasında dolaşıp ülkemizin birçok yerini görme olanağı buldular ve inanılmaz serüvenler yaşadılar. Yine de onların bu yolculukları bana yetersiz göründü. Böylece yeniden kaleme sarıldım. Yurdumuzun tüm güzelliklerini, tarih içindeki önemli söylencelerini öyküleştirerek yeniden oluşturduğum 5 kitaplık bu dizi bir bütünü tamamlayacak şek

Hangi gece var ki, güne uyanmamış... Kan, kin ve alev... Balkan Savaşının bir diyardan diğerine savurduğu aileler... Adına mübadele denmiş acılar, umutlar... Serez-İstanbul-Girit üçgeninde serpilen duygular, sevdalar. Çukurovanın güneşinde kavrulan yaşamlar... Hürriyet... Aşkın ve nefretin gelgitleri arasında yolunu arayan genç bir kadın... Nur İçözü, Hürriyet - Bir Sevda Masalında, bizi asırlık bir yolculuğa çıkarıyor. Savaş bozgunlarının biçimlendirdiği hüzünlü ve buruk bir öykü eşliğinde çıkacağımız bu y

Gülmek mi istersiniz, düşünmek mi? İkisini aynı anda yapmaya ne dersiniz? İşte size üç kitap... FARAFARAFİLLİ sizi gülerken düşündürecek, düşünürken güldürecek Hazır mısınız?

Canı Sıkılan Deniz Feneri: Bir deniz fenerinin canı gezmek isterse neler olur acaba? Peki, ilkbaharda uyanmayı unutan uykucu gelincik, arkadaşlarıyla buluşamazsa? Hepsi bu kitapta Kar Dansı: Pırıltılı kar tanelerinden biri olup gökyüzünde uçuşmaya var mısın? Haydi tut elimi. Birbirinden güzel öykülerin arasında dans etmeye başlayalım. Kibritçi Dede: Ormanın taa içinde, yapayalnız bir dede. Ne parası var ne de pulu. Gel gör ki, evinin başköşesinde ışıl ışıl bir saray kuruluBir gün kapısı çalınır. Karşısında

Aranızda şu anne babaları anlayan var mı? Doğrusu ben hiç anlamıyorum. Bir dedikleri diğerini tutsa, söyledikleriyle yaptıkları uyuşsa ne güzel olur, değil mi? Örneğin benim babam, Yaşamda paradan daha değerli şeyler vardır. deyip durur. Sonra da, Tutumlu ol, paranın kıymetini bil. diye söylenir. Annem deseniz başka âlem. Sonunda şu değersiz kâğıt parçaları nasıl kazanılırmış öğrendim. Formülünü cadılık defterime gizledim. Bilmek istiyorsanız eğer, haydi açın kitabın kapağını. Cadılık Parayla mı? siz verin

Merhaba! Benim adım Tuğçe... Nedense, bana küp cadısı derler genelde... Kim ne derse desin umursamayın. Benim işim iyilik yapmak, bunu böylece bilin. İyi ki ağabeyimin sözünü dinleyip, tıpkı izciler gibi her akşam, ´Bugün ne iyilik ettim? ´ diye düşünmüşüm. Sonra da yaptıklarımı bir bir yazmışım. Yazmışım da üç defteri doldurup dördüncüye bile başlamışım. Ne o inanmadınız mı? İşte kanıtı. ´Bugün Ne Cadılık Yaptım? ´ kitabının sevimli kahramanı Cadı Tuğçe´nin son serüvenleri... (Tanıtım Yazısından)